Suya tirit
Haberin Devamı ›
Aldığı ve saçtığı puanlarla ligin altını üstüne getiren, sıralamayı allak bullak eden Fenerbahçe, bir kader maçına daha çıkacak Trabzon’da... ‘Kader’ dediysek Trabzonspor, Sivasspor, Galatasaray ve Bursaspor açısından... Sarı-Lacivert camia için olsa olsa bir ‘keder’ maçı denilebilir. UEFA ön eleme maçlarının birinden yırtıp, sezonu birkaç hafta geç açma hakkına da sahip olabilirler tabii ki... İşte koca sezonun tesellisi, o büyük yatırımların karşılığı sadece bu... Evet, hepsi bu! Bu sezon ne Avrupa ne de lig; hepsinde tepetaklak... Bu söylem dışında tutunacak tek bir dal kalmadı.
Mübarekler sanki elbirliğiyle Robin Hood misyonuna soyundular. Zirvedekileri ipe götürüp, diptekileri ipten aldılar. “Hani bir nevi hizmet olsun Türk Futboluna” şeklindeki Ali Desidero mantığıyla zenginden alıp, fakire verdiler. Kendi camiaları açısından bakıldığında diptekilerle kahır, zirvedekilerle teselli maçları oynadılar.
Trabzonspor maçı da tıpkı Beşiktaş ve Konyaspor maçları gibi çok özel bir öneme sahip... Futbolcular orada da tüm güçlerini ortaya koymak ve mücadeleyi en üst boyuta taşımak zorundalar. En azından geçen seneki maçı unutmamalılar. Hem o maçtaki bezgin, yılmış ve peşinen havlu atmış görüntülerini... Ki; bu dibe vuruşun başlangıç sinyali daha doğrusu alarmı o maçta fazlasıyla verilmişti.
Ya maç sonunda yansıyan o görüntüler. Fenerbahçe’yi yenmek şampiyonluktan önemli bir hal almışsa bir camia için, en baştan ‘geçmiş olsun’ demek gerek. Eskiden de Galatasaray’ı yenmek Fenerbahçe için böyle bir şeydi. Ne önemli yıllar saçma bir kompleksle heba edildi. Bu, bir takımın kendisini aşağılama halidir. Kendi büyüklüğünü diğeri üzerinden tarif etmektir. Benim hatırladığım, o maç sonrasında Ali Sami Yen’deki şampiyonluk sevinci bile Avni Aker’dekinin yanında pek sönük kalmıştı. Önemli olan Fenerbahçeli futbolcuların bunu umursayıp umursamadığı zaten!
Neyse hariçten gazel dolu, suya tirit yazılardan biri daha işte... Futbolcular bizleri değil, formalarını, camialarını, mesleklerini, rakiplerini, saygıyı ve futbolu ciddiye alsınlar, imajla değil içerikle haşır neşir olsunlar diye yazıyoruz. Kazanırken ıslıklanmanın ya da kaybederken alkışlanmanın altındaki ince, derin ama bir o kadar da basit felsefeyi kavrayabilseler yeter de artar.