MENÜ

Şifreler, deşifreler ve daha da ötesi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’ye gelirken işi çok zordu. Bunu kendisi de çok iyi biliyordu. Çünkü onu bu kulüpten zorla koparan zihniyet ve uzantıları bunu hazmedemeyecekti. Zaten öyle de oldu ve oluyor. Kocaman ve Daum arasında bir çekişme ya da kavga ya da çekişme yaşandığına kesinlikle inanmıyorum. Olsa olsa bir rahatsızlık vardır. Bu da yine olsa olsa tek taraflı bir Daum paranoyasıdır.

Son açıklamalarında ısrarla ve kendini bağlayıcı bir şekilde tekrarladığı “Kesinlikle teknik direktör olmam” sözü elbette basına değil, kişiye adreslenmiş bir cümle. Daum ve kendisinin görevi konusunda da ‘farklı iş alanı’ vurgusu yapıyor ki; son derece haklı. Eğer Alman teknik adam bu durumu sıkıntı yapıyorsa, haddini ve hududunu aşan bizzat kendisi. Burada kibar bir dille ve tam dozunda ‘kendi işine bak’ uyarısı kodlanmış. Çok da doğru söylüyor. Daum eğer kendi işine odaklanmış olsaydı, bu takım yarım yamalak bile olsa bir sistemi oturtmuş, çok koşan, çok mücadele eden, yenilse bile kondisyonuyla ezen bir takım olurdu. Çünkü bu Daum takımlarının klasik özelliğidir. Ama birkaç maç hariç, eser yok ortada.

Deneme-yamulma yöntemi!
Ve Aykut Kocaman bir konuda daha haklı. Bu konular bugün gündeme geliyorsa, bu sıkıntının nedeni futbolcular, takım ve dolayısıyla Daum’dur. Kulübün düzenine çeki düzen vermeye çalışacağına, takıma ve futbolculara ayar vermekle uğraşsın. Belli ki görev tanımlarının ve yetki alanlarının sınırları tam çizilememiş. Böyle bir kurumsal tecrübe ve gelenek oluşmadığından da, deneme-yanılma yöntemiyle gidiyor. Haliyle çatışmalar kaçınılmaz oluyor, deneme-yamulma yöntemine dönüşüyor. Bunu da “Bugünkü yaşadığımız sıkıntılardaki birinci neden bu değil” sözleriyle doğrulamış oluyor.

“15 Mayıs’ta kişisel değerlendirmemi yapacağım” sözleri hem profesyonel bir ahlak, hem de ‘çok zor bir görev’in yarattığı yılgınlığın göstergesi... Eskişehir’den medyaya ‘aşağılayıcı saçmalıklar’ yansıyorsa ve bu bir masabaşı üretimi değilse, belaltı savaşın cephesi de besbelli. Zaten bu yüzden ‘böyle olmaz’ mesajı medyaya mı, yoksa ilgilisine mi tartışılır.

Aykut giderse devrim kaybeder
Şampiyonluk yarışı konusunda inancını dile getirmesi, bulunduğu konumun doğası gereği. Ancak ‘matematiksel olarak şansını yitirene kadar kovalayacaktır’ cümlesini telaffuz etmesi -hadi umutsuzluk demeyelim- ciddi bir kaygı duyduğunun somut kanıtı. Eğer Aykut gibiler giderse, onu aşağılayarak kovan zihniyetler kazanır, devrim kaybeder. Bu durumda vazgeçilecek olanlar, geçici olanlar şimdiden bellidir. Daum bu işlerle uğraşacağına, Alex’in resmi sitesinde yazdığı yüzde yüz haklı tespitlerinden ders çıkarsın. O zaman da mesele kalmaz. Sözün özü ya bu mesele Fenerbahçe’nin gündeminden kendiliğinden çıkar, ya da Fenerbahçe iyice rayından...

YORUM YAZ