MENÜ

Semih'in gecesi

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Biri ligde tutunmak için sürpriz arıyordu, diğerinin şampiyonluk yarışında sürpriz yaşamaya hiç tahammülü yoktu. Biri zirveye, diğeri ligin dibine çengel atmıştı. Sahadaki futbola bakarsanız, birbirlerinden hiç farkları yoktu.
Tribünler de cuma ve köprü sendromu yüzünden hayli fire vermişti. Koca ilk yarıda Kasımpaşa’nın iki, Fenerbahçe’nin ise onlardan daha silik ‘bir buçuk’ pozisyonu vardı. Taraftarlar Fenerbahçe’nin ısrarlı uyurgezer halinden hoşnut kalmamış olacaklar ki, ‘pış pış’ içerikli arabesk tezahüratlarla iyice uyutmaya çalışıyorlardı. Sarı-Lacivertliler ilk kornerlerini ilk yarının uzatma dakikasında kullanırlarken, onlar da koca stadı beşiğe çevirmeyi başarmışlardı bile...
Maçın Aurelio ile birlikte umut veren diğer adamı Deivid, ikinci yarının hemen başında gördüğü sarı kartla sahadan tamamen silindi.
Sıkıntı veren, fıtık eden, afakanlar bastıran kilitlenmiş futbolun çilingiri yedek kulübesindeydi. Koğuş nöbetçisi Semih Wesson önce ‘kalk borusu’nu çalıp arkadaşlarını uyandırdı. Ardından muhteşem asistiyle ilk golü hazırlayan adam oldu. Alex’e verdiği, onun da sağ ayakla vurduğu seken topu, sol ayakla kaleye göndererek tribünleri rahatlattı. Deivid uzatmanın son dakikasında attığı golle, kritik derbide yalnız bıraktığı arkadaşlarından özür diler gibiydi.
Maçta daha çok yardımlaşan, daha çok koşan ve bu halleriyle alkışı daha çok hak eden Kasımpaşa’ydı.

YORUM YAZ