Resmi hazırlık maçı
Haberin Devamı ›
İlk maçta aldığı avantajlı skorla Budapeşte’ye rahat gelmişti Fenerbahçe... Zaten Macarlar’ın da zerre umudu yoktu. Fenerbahçe’nin geldiği yeri anlamak için, meseleye onların gözüyle bakmak lazım...
Bu yıl iki öneleme oynamak, Fenerbahçe’nin kusuru olduğu kadar, aslında ‘Süper’ lâkaplı ligimizin defosudur. Yine de eğrisinin doğrusuna denk gelmesi hasebiyle, bir yandan da Aragones için şanstır. Çünkü geleniyle, gideniyle, antrenmanıyla, oyun anlayışıyla, bozulan bir ezberin üzerine yeni bir ezber oturtma çabası var.
Açık konuşmak gerekirse MTK maçları ‘resmi ve ciddi’ hazırlık maçları olmanın ötesinde bir anlam taşımıyordu. Biraz da kulübün kasasına, tanıtımına ve UEFA puanlarına ‘bonus’ katkısı yapacak karşılaşmalardı.
‘Fosforlu Bosforlular’ erken bir gol bulup rahatlatmak niyetindeydi. Güiza, daha ilk saniyelerde maçı bitiriyordu. O kılpayı kaçırdı ama orta sahanın ‘sıra dışı dinamosu’ Semih Wesson affetmedi. O andan itibaren de maç koptu. Fenerbahçe de fişi çekilmiş gibi durdu.
Ekol yaratmış, efsane olmuş Macar futbolu, uzun yıllardır silikleşmiş kimliğinden sıyrılarak ve silkinerek yeniden dirilişin yollarını arıyor. Bir sonraki turda rakip maalesef ‘olmayasılıkla’ Partizan. Futbol geleneğini iç savaşa, savaşa ve bölünmelere rağmen inatla yitirmeyen bir ekolün temsilcisi. Üstelik bu maçların psikolojik ve sosyolojik boyutu da ayrı bir önem taşıyor. Fenerbahçe, MTK maçlarında oynadığı gibi oynarsa, bu engeli geçse bile sinirleri bir hayli yıpranır.
Son olarak tartışmasız maçın adamı Semih’e yürekten ve kocaman bir alkış... Kazım’ın da testi kırılmadan önce ‘şefkatli’ bir dede tokatına ihtiyacı var.