Puan farkı sıfır

Haberin Devamı ›
'Vahiy geldi’, ‘malum oldu’, ‘yukarıdan mesaj aldım’ gibi abuklukları bir yana bırakalım. ‘Puan farkı aslında bilmem kaç’ gibi ucuz ve utanç verici polemikleri de şimdilik yok farzetmek gerek. Zaten herkesten ve her şeyden önce, puan cetvelini unutmak zorunda olanlar Fenerbahçeli futbolcular. Geçen seneki travmayı yaşamamak ve yaşatmamak adına yöneticiler de, takım menaceri de, taraftarlar da var güçleri ile futbolcuları puan farkının ‘0’ olduğuna inandırmak mecburiyetindeler. Asbaşkan Ali Koç “Son 3 maça en az 9 puan farkla girmek zorundayız” diye kesin ve keskin üslupla kesip atarken, herhalde bir şeyleri çok iyi bilerek konuşuyordu. Çünkü kendi şampiyonluklarını şimdiden ilan edip kutlayan Av. Levent Erdoğan da, sezon başında ‘Fenerbahçe’yi şampiyon yapmamak’ gibi büyük ve kutsal bir hedef koyan Başkan Yıldırım Demirören de bir şeyleri çok iyi bilerek konuşuyor. Ancak bence Ali Koç, kötümser değil tam tersine çok iyimser. Bence son 5 maça en az 15 puan farkla girilmeli. Çok belli ki; etik(!) sofrasında imzalanan ‘Papermoon Protokolü’ daha uzun süre geçerli kalacak.Artık futbolcuların da, teknik heyetin de hiçbir mazereti yok. Bütün güçlerini ve yeteneklerini, en üst düzey motivasyonla sahaya yansıtıp, geçen senenin hesabını kapatma mücadelesine kilitlenmeye mecburlar. Bu tabii ki kolay olmayacak. Her maça ayrı bir final gözüyle bakmak, sahaya öyle çıkmak ve ona göre oynamak kaçınılmaz bir görev. Tansiyon yükseldikçe ve son dönemeç yaklaştıkça, o çok tanıdık faktörler yine sırıtkan ve arsız yüzünü gösterecektir. ‘Büyük Yürüyüş’ün önüne her türlü engel, bariyer çıkartılacaktır. Hâlâ bundan kuşku duyanın aklından şüphe ederim. Ancak isteseler de istemeseler de bütün ipler şu anda Fenerbahçe’nin elinde. Şampiyonluk kaçarsa, her şeye rağmen tek sorumlu Fenerbahçe’dir.Keyfi ve standardı olmayan kararlarla güvensizlik batağına çekilen ve acınacak hale getirilen ülke futbolunun ‘değiştim’ diyen değişmeyenlerinin, dünü ile bugünü arasındaki fark da sıfır. İttifakın dünü ile bugünü arasındaki ahlâk farkı da. Duruş olarak negatife doğru seyrettikçe, bilançoların pozitif verebildiğini çok önce keşfettiler çünkü. ‘Yüzüncü Yıl’ın ‘Hüzüncü Yıl’a dönüştürülmesi arayışlarını boşa çıkarmak her Fenerbahçeli’nin boyun ve gönül borcudur. Öncelikle de ‘çubuklu’ formayı sahada terletenlerin. Puan 200. yılda bile hep ‘0’ olarak kalsın, peki ya diğer farklar?