Ne ertelemesi?
Haberin Devamı ›
Fenerbahçe cephesi hiçbir zaman Avrupa maçları konusunda ucuz hamasetler yapmadı, ligin dengesini bozacak girişimlerde bulunmadı. Kendisine yakışan ve olması gereken bir tavır sergiledi.
Zaten bu, futbol dilinde ve ahlakında hiçbir karşılığı bulunmayan saçma sapan bir yaklaşım. Sinan Engin’in ortaya attığı erteleme önerisine medyanın da mal bulmuş mağribi gibi atlayıp, zorlama anketlerle ortalığı bulandırması ayrı bir tuhaflık.
Bu ligi kendi başınıza oynamıyorsunuz. Sizinle aynı ya da farklı hedefleri kovalayan takımlar yok mu? Onları nasıl yok sayarsınız?
Futbol dervişi Zico’nun bununla ilgili soruya verdiği cevaba bir bakalım: ”Eğer öteki takımlar da kabul ederse ve uygun görülürse, benim için hiçbir sıkıntı yaratmaz. Böyle bir maçın ertelenmesi şu anda ligdeki programı nasıl etkiler, maç tarihi bulunabilir mi? Milli takım da maç oynayacak. Eğer bu açılardan da sıkıntı olmazsa, bizim açımızdan bir sıkıntı olmaz.” Ne kadar saygılı ve saygın bir yaklaşım değil mi? Önce rakiplerini düşünüyor.
Erteleme saçmalıkları, Ulusoy’un keyfiyet eksenli düzeninde Türkiye’nin alıştırıldığı bir deformasyondur. Milliyetçilik ve vatanseverlikle sosuyla maskelenip, dayatılarak hem de. Haluk Bey’in, sempatizanı olduğu kulubün başvurusunu bile beklemeden telefonla maçını ertelettiği de kayıtlardadır.
Federasyonu karşımıza alırız korkusuyla, yıllarca sürdürülen bu ucubeliğe kimsenin gıkı çık(a)madı. Eh, dolayısıyla Sinan Engin de bunu bir hak olarak görüyor, çünkü dayandırabileceği yığınla emsal var!
Kimsenin ligi allak bullak etmeye, yarışın kimyasını bozmaya hakkı yok. İki takım da çıkar adam gibi oynar, her halükarda da kazanan futbol olur. Her takımın kadrosu 20-25 futbolcudan oluşmuyor mu? Tıpkı rakipleri gibi 3 günde bir maç oynamaya alışacaklar, alışmalılar.
Türk futbolunun yükselmesini gerçekten isteniyorsa birilerinin hamasetleri, keyfiyetleri, egoları ve kuralsızlıkları süresiz ertelenmeli; maçlar ve rakibe saygı değil.