Arama

Popüler aramalar

Kim bu tetikçiler?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Hasan Doğan rahmetli olduğundan beri arkasından döktürülen güzellemeleri okuyoruz. En çok ön plana çıkan, taraflı tarafsız herkesin teslim ettiği en önemli özelliği de dürüstlüğü. Bir kısmı gerçekten samimi de, çoğunun buram buram riyâkârlık koktuğunu en çok meslektaşlar biliyor.
O’nun gelişine sert muhalefetler yapıp, Ulusoy Federasyonu için bir yerlerini yırtan adamlar bunlar. Ancak geldikten sonra da bir anda ayak değiştirenler.
Peki o halde. Madem O’nu bu kadar seviyordunuz, fikirlerinin, projelerinin ve en başta da söylediklerinin takipçisi olun da görelim.
Mesela 12 Haziran 2008 Perşembe günü Hasan Bey, Cenevre’de ne demiş bir bakalım: ”Eş, dost, ahbap-çavuş ilişkisi sona erdi. Biz göreve geldiğimizde pek çok kişinin sadece kişisel nedenlerle, genel kuruldaki oy potansiyeli veya siyasi bir yapılanma nedeniyle işe alınmış olduğunu gördük. Onların bir kısmının sadece kişisel nedenlerle özel sözleşmelerle garanti altına alındığını ve federasyonun zarara uğratıldığını gördük. Yine eski dönemlerde Futbol Federasyonu’nun yurt dışı kafilelerinde görevli olmayan kişilerin de bulunduğunu gördük. Bizim dönemimizde böyle bir şey olmaz. Medyacı kılığında paralı tetikçiler var. Bunları gayet iyi biliyoruz. Onlarla mahkemelerde hesaplaşacağız.”
Bu yenilir yutulur yanı olmayan ağır cümlelere medyadan sadece bir kaç cılız itiraz dışında, kimse itibar etmedi. Herkes kulaklarının üzerine yattı. “Medyacı kılığında paralı tetikçiler” suçlamasını üzerine alınan, sorgulayan ya da sorun yapan kimse olmadı. Geyik muhabbetlerinin döndüğü sözde spor programlarında astığı astık, kestiği kestik ‘Doğrucu Davut’ rolüne soyunanlar da buna dahil. Merak ediyorum acaba neden?
Dürüstlüğünden kimsenin şüphe duymadığı bir adam, bir önceki federasyondan bazı gazetecilerin beslendiğini, çıkarları karşılığında yazılar yazdıklarını söylüyor. Federasyonun içinde ahbap-çavuş ilişkisiyle menfaatler sağlandığını, bazılarının oyları, bazılarının da siyasi ve kişisel nedenlerle ‘kıyak’ sözleşmelerle işe alındığını söylüyor. Kulüplerin paralarıyla saltanatlarını sağlama almak isteyenlerin, nasıl bir ulûfe düzeni kurduğunu açıklıyor. Aradan 2 ay geçiyor, ne çıt var, ne de gık! Davulcu yellenmesi gibi arada boğuntuya getiriliyor bu sözler.
Rahmetli Doğan’ın kastettiği bu kişiler bir deşifre olsa, göreceksiniz ki, gerçekleri dile getiren herkese ‘tetikçilik’ suçlaması iması ile saldıranlar en başta bunlar. Ancak gürültüleri ve gurultuları da en çok çıkan yine onlar. E, ne bekliyordunuz?