Arama

Popüler aramalar

Kaynana noktası

Abone OlGoogle News

Fenerbahçe taraftarına adam beğendirmek dünyanın en zor işleri sıralamasında ilk 10’a girer herhalde... Kim olursa olsun, kim gelirse gelsin bir çeşit ‘Kaynana Semra’ sendromu ile karşı karşıya kalıyor. Ayaklarıyla kuş tutsa da kimseye yaranamıyor.
Sarı-Lacivertli kulübe gelmeyen, imza atmayan, ezeli rakiplere gidip yatan futbolcular bile çok makbul... Ancak kendi elindeki kıymetler ise hep murdar... Fenerbahçe taraftarının ezici çoğunluğunu oluşturan bu kişilerin nezdinde değerli olabilmek iki şekilde mümkün: Ya gelmeyeceksiniz ya da gideceksiniz.
Medyanın gazıyla hayal dünyasına dalıp Ronaldinhoculuk, Robbencilik oynadıktan sonra, alınan hiçbir adam tatmin etmiyor doğal olarak. Ee, ne de olsa Anelka ve Ortega ıslıklamış adamlar. Aşağısına burun kıvırıyorlar doğal olarak. Kesmiyor.
Ne kadar Fenerbahçeli varsa, o kadar da ayrı Fenerbahçe var. Birini tatmin eden diğerini etmiyor haliyle. Transfer takıma, sisteme, kadroya, hocaya ve futbolun realitesine göre yapılır; taraftara göre değil. Öyle olursa, davul zurna ve cümbüşle karşılar, ceplerini doldurduktan sonra, üstüne para verip gönderir, hatta kuyruğuna teneke bağlarsınız. Geçmişte sık sık yaşandığı gibi..
Dos Santos ve Cristian transferinden sonra forumlarda neredeyse yas ilan edilecek. Üstelik bu transferin arkasında Brezilyalı uzmanı Daum’un imzası ve garantisi varken. İtalyan basını birinin Milan’ın elinden alındığını yazarken...
Oysa bu transferlerde eleştirilecek tek yön, bu kadar gecikmiş olması... Tartışılacak tek şey ise bu kadarının yeterli olup olmadığı... Özellikle de defans ve forvet hattında durum ortadayken. Hâlâ bu konularda sıkıntı yaşanması ve kamp sezonu başlamadan sonuçlandırılamaması, daha önce yaşananlardan kesinlikle ders alınmadığının göstergesi...
100 milyon Euro’lara futbolcu alabilecek mali bir yapınız yoksa, öncelikli meseleniz 90 dakika savaşan, koşan, mücadele eden, hırs küpü ve yenilgi tanımayan karakterde bir ‘takım’ oluşturmak, bunları da genlere işleyebilmektir.
Gerisi laf-ı güzaf!



Haberin Devamı

Vedat Okyar
Birkaç kez selamlaşmak ve tesadüfen aynı ortamda bulunmak dışında, kişisel bir tanışıklığım yoktu. Ancak onu konuşurken gördüğüm her kanalda tereddütsüz durur ve dinlerdim. Ona yakıştırılan ‘Güzel Adam’ sıfatı çok yavan kalıyor. Çünkü özel bir adamdı. Bir çok eski futbolcunun ağzına pelesenk olan küçümseme ve aşağılama sözcükleri, onun lugatından dışlanmıştı. Olabildiğince şefkatli ve terbiyeli eleştirirdi Beşiktaş’ını... Ailesinin, sevenlerinin, Beşiktaş ailesinin ve spor camiasının başı sağolsun. Mekanı cennet olsun.

Haberin Devamı

Sabotaj
Arkadaşımız Tunç Kayacı’ya röportaj veren Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun, Adnan Polat’ı suçlamış. Uygun, kaptan Mehmet Yıldız’ın stratejik bir ‘transfer’ masalıyla bitirildiğini ileri sürmüş ve şöyle demiş: “Adnan Polat bunu hep yapıyor. Şimdi kendi silahıyla vuruldu. Aziz Yıldırım’ın teklifinden sonra Arda bu sene oynayabilecek mi bakalım” diye sormuş. Hatırlatalım, Mehmet Topuz da “Galatasaray beni 5 yıl oyaladı” demişti.
Peki sayın Uygun, önceki sezon takımınız şampiyonluğa oynarken “Mehmet Yıldız’ı alan takım şampiyon olur” diye diye bu futbolcuyu mezata çıkarırken sizin yaptığınız neydi?

Haberin Devamı

Yeni formalar
Adidas, ‘klasik çubuklu’ dışında Beşiktaş taraftarını hayal kırıklığına uğrattı. Fenerbahçeliler ise başta ‘lacivert’ olmak üzere formalardan hayli memnun. Heyecanla bekledikleri ‘palamut yeşili forma’ yarınlara kaldı. Bence de ‘palamut yeşili’ ile ‘sarı’ en azından kaleci kazağında kullanılmalıydı.

Çayır çimen
Ligin başlamasına sayılı günler kaldı. Futbolcunun sağlığını ve futbolun güzelliğini sabote eden stat zeminleri konusunda, TFF’den ses seda yok. Zaten ne soran var ne de sorgulayan! Halletmektense, yok farz etmek daha kolay geliyor herhalde...