Arama

Popüler aramalar

İşin çok zor Herr Daum!

Haberin Devamı

Tam üç yıl en yoğun eleştiriler, iftiralar ve yıpratma propagandaları arasında çalıştın... 2.5 yıl şike cezası almış teknik adamları yere göğe sığdıramayıp, sicilini temizleyenler, seni her fırsatta aşağılayıp yerin dibine soktular.
Bunun gerçek nedeni de sen ve burada alıştırıldığın o illet değildi elbet. Çünkü artık Anadolu yakasındaydın ve Fenerbahçe’nin hocasıydın ve başarılıydın. Bu da fazlasıyla geçerli ve yeterli sebeptir bu coğrafyada...
Futbolcularla arana nifaklar soktular. “O orada oynar mı, bu burada oynar mı” diye gencecik çocuklara gaz verip akıllarını çeldiler. Bazı futbolcular da buna çanak tutmaya dünden teşneydi zaten...
Dibe vurmuş bir takımın kalıntılarını, yeni monte edilenleriyle harmanlayıp, sıfırlanmış özgüveni yeniden dirilterek yola çıktın. Sınırlı kadroda zorlama alternatifler üreterek, çalışarak, çok çalışarak, daha çok çalışarak büyük iş başardın.
Bu kulübü lig tarihinde, 28 yıl aradan sonra ikinci kez iki yıl üst üste şampiyonluğa taşıdın. Üçüncüsüne giderken olabilecek en dramatik şekilde son anda kaybettin. Alenen yaşananları herkes biliyor ama taammüden susuyor. Her şeye rağmen her şey yine de senin ve futbolcularının elindeydi.
Sadece medyada değil, çalıştığın camiada da sana asla saygı duyulmadı. Ne yaptığın değil, ne yapamadığın sorgulandı... Tribünler bir kez bile seni samimi bir şekilde bağrına basmadı. Yaptıklarını küçümsemekten, kibirli bir havayla dudak büzmekten başka bir şey yapmayanlar, “anneler ligi şampiyonluğu” son maçta kaçınca neyin ne olduğunu anladı. Anladı da geç oldu!
“Bugün, dünün öğrencisidir” demiş Publilius Syrus... Ancak bu Kaos İmparatorluğu’nda ‘bugün’ hep sınıfta kalan, aymaz, vurdumduymaz bir öğrencidir. Buna rağmen bugünün dünlere öğretmenlik yapmaya kalkışması da sıradan bir durumdur.
Neyse... Yaşadıklarını, yanlışlarını, eksiklerini sen de biliyorsun. Kimse dersini almamış olsa bile, senin almış olman yeter de artar. Sen sen ol, geçmişi geçmişte bırakma!
Futbolcuların rakibe saygıyı, profesyonelliğin gereklerini, giydikleri formayı, koşmayı, mücadeleyi, oyun disiplinini, kondisyonu, motivasyonu, konsantrasyonu, son düdük çalmadan maçın bitmeyeceğini, futbolun takım oyunu olduğunu, kulübün hedeflerini, hırsı ve ciddiyeti unutalı çok oldu...
Birinci görevin bunları en üst ve en radikal perdeden hatırlatmak, hatta ezberletmektir.
Gerisi kendiliğinden gelir!

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü