Arama

Popüler aramalar

İllüzyon ve Fenerbahçe

Haberin Devamı

Bu kulübü olağanüstü kongrelere mahkum edip, istikrarsızlıktan nemalanan kongre ağaları köşe başlarını tutmuştu. Bırakın yönetimi takıma bile müdahale edecek kadar hem de.Fenerbahçe her ‘temmuz’ ayında şampiyon ilan edilip, her ‘mayıs’ ayında da ‘hüsran’ yaşıyordu. Diğer ezeli rakiplerinin aksine, onun tapulu tek bir malı yoktu. Yayın gelirlerinden kazandıkları ve yöneticilerin kâh ceplerinden kâh bankalardan borç alarak kasaya koydukları paralar da, her yıl kadro ve teknik direktör yenileme yüzünden israf ediliyordu. Yani asırlık geçmişinde hiçbir şeyi ‘istikrar’ ve ‘huzur’ kadar az olmamıştı. Dedikodusu ve fırtınaları olabildiğince boldu. Hiçbir kongresi ve hiçbir devresi kavgasız geçmedi. Şampiyon olduğu zaman bile.Sonra radikal bir değişim süreci başladı. Önce kendi ‘kronikleşmiş’ gerçekleriyle, en acımasız şekilde, cesurca yüzleşmeye başladı. Sonra kendi ‘glasnost’ ve ‘perestroika’sını uygulamaya soktu. Hem de iç ve dış saldırıların en yoğun olduğu dönemde, inanılmaz bir mücadele sergileyerek. Önce kendi kaynaklarıyla Fenerium markasını üretti, sonra ondan ve kombineden gelen kaynaklarla stadını yaptı. Ne devlet kapılarında para dilendi, ne bedava arazi, ne de hazine ulufesi peşine düştü. Ne maç erteletti, ne hamaset yaptı.Ne Türk futbolunu teslim alıp, ‘güven ve adalet’ duygusunu ‘iğdiş’ edenlere teslim oldu, ne de onlara biat etti. Bu mücadeleyi başlatanlar akıl dışı, insaf dışı saldırılara maruz kaldı. Bu kadar ifrat-tefrit kaynaklı muhalefet, hükümet götürür, hükümet getirirdi. Ama onlar yılmadı.Bazı kalemşörlerin yıllardır iddia ettiklerinin tam aksine, Fenerbahçe, Aziz Yıldırım yönetimiyle birlikte özgürleşmeye başladı. Hiçbir temele dayanmayan yoğun bir propagandayla, gerçekler ters yüz edildi. Ancak Fenerbahçe’de bir bilinç devrimi başlamış, bu konuda sıçrama yaşanmıştı ve bunun geri dönüşü de yoktu. Bu, ‘büyük bir yürüyüş’tü. Tedavinin bazen hastalıktan daha acımasız olabileceği gerçeği, bu zorlu süreçte hiç göz ardı edilmedi. Kulüp de, taraftar da, camia da bedel ödemeyi çoktan göze almıştı.Medyadaki müritleriyle ve mürit adayları ile birlikte ‘illüzyon’ yoluyla beyin yıkayanların aksine, bu kulüp Haluk Ulusoy’la şampiyon olmadı, onlara rağmen şampiyon oldu. Asıl soru şudur: “8 yılda bunlar yapılabiliyorsa, 90 yılda neden yapılamamıştır?”Fenerbahçe’nin kurtuluşu, Türk futbolunun da kurtuluşu olacaktır.