Arama

Popüler aramalar

Havaya girmek

Haberin Devamı

Fenerbahçe ne kadar yolundan çıkmışsa, Ankaraspor o kadar yolundaydı. Ev sahibi dengesizliğin, konuk takım da dengenin takımıydı. Üstelik Fenerbahçe’yi takip etmenin avantajını iyi değerlendirmiş “5’te 5” fiyakasıyla gelmişti Kadıköy’e...
Daha ilk dakikalardan itibaren ‘orta saha savaşları’ şeklinde geçiyordu maç. Alex zaten yoktu, Uğur gününde değildi, Semih de erken sakatlanmıştı. Ancak Sarı-Lacivertliler sezon başından beri yapamadıkları paslaşmanın öcünü alır gibi, bu maçın ilk yarısına tamamını sığdırdılar. Mücadele, yardımlaşma ve paslaşma olarak sezonun en iyi maçıydı Fenerbahçe açısından...
İki maçtır ‘diriliş destanı’ yazan Roberto Carlos güdümlü, güdümsüz bütün füzelerini karşı cepheye gönderdi. Birinde de direklerin direnişine, Lugano ‘itiraz şerhi’ni düştü. Bu gol, Galatasaray maçındaki golün ‘çalışılmış ve ezberlenmiş’ kopyası gibiydi.
Dün akşamki maç, Deivid’in niçin vazgeçilmez ve stratejik bir silah olduğunu ortaya koydu. Yarım haliyle bile 1,5 kişi demek ıslıkların efendisi... Çünkü o varsa, Gökhan da tam kapasiteyle ortaya çıkıyor.
Maç berabere giderken tribünlerin Beşiktaş ile uğraşmaya başlaması ayıbın ve bilinçsizliğin önde gideniydi. Sanki ‘gazozuna’ bir müsabaka izliyormuş gibi bir saçmalık. İyi ki futbolcular taraftarlara kulak asmadılar.
‘Maçın adamı’ sıfatı Selçuk, Lugano ve Josico arasında gider gelir ama bence Selçuk. Yunus Yıldırım’ın en bariz hatası, daha 7. dakikada Edu’nun Murat Tosun’a yaptığı bariz penaltıyı ıskalamasıydı.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü