Gına gecesi
Haberin Devamı ›
Bir maçta olabilecek ve olmaması gereken her şey hepsi bir aradaydı. Hani bir dönemin ucuz sinemalarının ‘5 film birden’ saçmalığı gibi...
Fenerbahçeli yöneticilerin son maçtaki şikayetinin hemen ardından, Kuddusi Müftüoğlu’nun bu maça atanmış olması da ince bir mesajdı sanki...
Sanki Eskişehirspor kariyerli ve pahalı yıldızlarıyla 14 kişi, Fenerbahçe de PAF devşirmeleri ile 8 kişi oynuyordu. İvesa’ya biraz da ağır bir şekilde çıkartılan kırmızı kart sonrası bile durum değişmedi. Fenerbahçe bin yıllık Youla’yı Ronaldinho zannetmiş anlaşılan. O’nu kovalarken Anderson’u rahatlattı.
Gollerin öncesi, esnası ve sonrası, Fenerbahçe’nin tuhaf ve kendinden kaçak halleri, asla ‘olmaması’ gerekenlerden. Oyunu koparabilecek fırsatları yakaladığı halde eksilmiş rakibine teslimiyet; olmaması gerekenlerden. Edu’nun ıskaları, Maldonado’nun adressiz topları, Eskişehirspor karşısındaki korkak ve sarsak haller olmaması gerekenlerden. Güiza, La Liga’dan getirdiği tacını iade etmesi gerekenlerden. 4 pası bir arada yapamayanlar, lisans bile verilmemesi gerekenlerden.
Bu hâl akla, takım ruhuna, rekabete, ciddiyete, aidiyete, mücadeleye, oyuna, iyi niyete eziyettir, formaya, yönetime, taraftara, rakibe, kendine, desteğe, futbola saygısızlık ve hakarettir. Arsenal ya da Galatasaray maçları bu acizliğin ve komedinin mazereti olamaz.
Fenerbahçe uzatmalarda golü bulsa, hatta farklı kazansa bile bu görüşüm milim değişmezdi. Karikatürist Can Barslan’ın deyimiyle, dün gece Sarı-Lacivertli taraftarlar için ‘gına gecesi’ydi. ‘Ne varsa sende var Alex’ istisna olmak kaydıyla!