Futbol cinayetleri
Haberin Devamı ›
Sene 2009... Türk futbolunun oynandığı koşullara, statlara, zeminlere bir bakın; taş devri zihniyetini görün. Buz tutan, çamurlaşan, çoraklaşan zeminler değil, beyinler.
Hep görmezden, bilmezden gelindi, hep ‘eyvallah’ çekildi. Hatır uğruna, satırlar indi kafalara, ama nafile... Aman o alınır, belki şu darılır, diye suspus herkes.
İlla birilerinin ölmesi lâzım, hatta katliam beklemek lâzım. Akıllanır mıyız peki; sanmam! İki ‘ah’, bir ‘vah’ unutulur gider. Her şey tekrar başlangıca döner ve bıktırıncaya kadar kendini tekrar eder.
Futbol cinayeti işleniyor resmen. Hem oyunun kendisi katlediliyor, hem futbolcular, hem taraftarlar hem de futbolun keyfi. Buzda dans, çamur güreşi, su topu, kum kayağı ne ararsan var da; futbol firarda... Bu şartlarda nasıl olmasın ki? Ayıptan değil, suçtan bahsediyoruz artık. Futbolu, futbolcuyu ve futbolseveri öldürmeye, yok etmeye tam teşebbüs bu suçun adı.
Tuvalete gidilemeyen, güvenlik koşulları sıfırlanmış ya da tamamen Allah’a havale edilmiş statlarda maça gidenler, kendini çoban zannedenlerce sığır muamelesi görürken... Dilsizlerin dili olacağına, bunları sorgulayacağına, konuşmaktan başka hiçbir şey yapmayan uzun dillilere yardakçılık, yancılık yapan medya... ‘Tribünler neden boş’muuşşş? Futbolsever dediğin, taraftar dediğin sado-mazohist midir? İşkence görmek, acı çekmek, sıra dayağı yemek ve aşağılanmak için bir de üste para mı versinler? Bazen de fahiş tarifeden...
Geçen sene bu aylarda ilk kez itiraz eder gibi oldu medya, açılmayan göz, verilmeyen söz kalmadı. Sonra Avrupa Şampiyonası hafızayı sıfırladı. Yine perde indi, mil çekildi gözlere... Geldik dayandık gene zurnanın ‘zırt’, hatta ‘zort’ dediği yerlere... Millet buz üzerine medeniyet kurmuş, Ukrayna’da, İsveç’te, İzlanda’da yeşil çimlerde top oynuyor. İklim zengini ülkenin göbeğinde suni zeminin bile hakkını veremiyoruz.
Kupa maçları ile ekranlara yansıyan saçmalığı görüyorsunuz. Federasyon nerede peki geçen yıldan beri? Dayatamıyorlar mı çim zemini, milyonlarca doları havaya saçan kulüplere? Asla! Hatır gönül şikesi yapmak, dengesizliğin dengelerini koruyup kollamak varken, kurallar niye uygulansın ki! Ezeli rehavetin sonucu da ebedi rezalet işte.
Stat yenilemek uzun ve meşakkatli bir iş. Tamam da kısa vadede zeminleri halletseydiniz bari. Her ilin iklimine göre drenajı, çimi ve ısıtması olan zemin nedir ki? Yapmayanı men et gitsin yarışmadan! Bakteri çapında bir zekâ ve dirayet bile bin kere üstesinden gelirdi bunun! Ama niye rahatını bozsun, niye fikir üretsin ki ‘titr’imin ince gülü?
İyi uykular!