MENÜ

Doğruya doğru dersen

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Tecrübeyle sabittir; yorumun en pespayesi en yalanı, en aşağılayıcısı bile gerçekleri yazmak, söylemek kadar hedef yapmaz adamı... Hatta küfür et, ama olan biteni tespit tutanağına geçme, dile getirme, rahatsız olurlar; hedef olursun. Çünkü tuzun bile kokuştuğu kayıp bir iklimde yaşıyoruz. Sheaksper’in deyimiyle; kötüler Yemen’e kadı olmuşsa, sırf doğruya doğru dediğin için adın da eğriye çıkar. Korkudan, yalakalıktan, kursak ilişkilerinden, önce göbeği sonra da dili bağlanmış çoğunluğun. Birkaç aykırı ve âsi kalem dışında tek kelâm edeni bulamazsın... Karartılmış gerçekleri kurcalarsan, bir anda ‘istenmeyen tüy’ konumunda bulursun kendini...
Teknik direktörlere açık öğretim mantığıyla futbol kursu verenlere mi girelim, başkanlara başkanlık öğretenlere mi, futbolu zar oyunu gibi 3-5 rakamla tarif edenlere mi, durumsallığı kurumsallığın önünde gören zavallılara mı, abicilere mi, ablacılara mı? Ahlâk kelimesini lugatinden ve zıvanasından çıkartan, ekseni kaymış ahmaklara mı? Yoksa durum üzerinden duruş dersi veren kıblesi şaşmış fırıldaklara mı?
Futbolcuları en çok anlaması gereken eski futbolcular ve teknik direktörler değil mi? Ya da ikisini yapmış olanlar? Aman Allah’ım, o nasıl bir kibir? Kimseyi ve hiçbir şeyi beğenmeleri mümkün değil. Sanki yeryüzünde ne kadar kupa varsa kaldırmışlar oynarken ya da takım çalıştırırken...
Taraftarlık riyâ üzerine kurulu. Her takım dişi, kendi takımları erkek. Her başarı ya da başarısızlık üreme organlarının yardımıyla tarif edilirken, rakipler de aynı minvalden yapılan göndermelerle tahkir veya tahrik ediliyor. Annelerinin, kız kardeşlerinin, halalarının, teyzelerinin, sevgililerinin, eşlerinin ve belki de kendi kız çocuklarının cinsiyeti üzerinden. “Kupaları için sevmedik”, ama bütün rakiplerini eze eze yeneceksin, hatta hem skor olarak, hem de futbolunla farklı yeneceksin. Her sene şampiyon olacaksın, bütün kupaları sen alacaksın. Bırak yenilgiyi, beraberlik bile ne demek? Kasımpaşa seni yenmeyecek, ama sen dünya devlerini dize getireceksin.
Ama hasbelkader bir gazeteci olarak sen yine de tribünlere oynayacaksın, düzene oynayacaksın, suyun başını tutan düzen cambazlarına oynayacaksın. Şirinlik muskaları takacaksın. Fularlı abilerin kervanına katılan yularlı devşirmelerden olacaksın. Hormonlu sansarlar gibi hedef şaşırtacaksın. Militanlığın, kamikazeliğin hakkını vereceksin. Sahiplerine yaranacaksın. Erdem denilen şeyi dağa kaldıracaksın.
Biz sizden değiliz, siz de bizden değilsiniz. O yüzden rakip falan da değiliz. Dolayısıyla zavallı kıyas mekanizmalarınız dangalakça işliyor. Verdiğimiz kalıcı rahatsızlıktan dolayı özür dileriz!

YORUM YAZ