Direkten dönmek!
Haberin Devamı ›
Azerbaycan takımına 90 dakikada zorla iki gol atabilmiş bir takımdan 13 dakikada 2 gol yemek, Devler Ligi’nde çeyrek final forsu taşıyan Fenerbahçe’ye hiç ama hiç yakışmadı. İlk şutunu 24. dakikada atan bir takım, sonraki maçlar açısından sıkıntı ve kaygı verici...
Volkan’ın yediklerine ne desek boş... Kıl payı ofsayt pozisyonunda yediği gol de, Diarra’nın şans eseri kaleyi sıyıran vuruşundaki çıkışı da tam bir komediydi. “Basireti bağlanmış” desek çok ama çok hafif kaçar. Ancak asıl mesele kaleden çok, orta sahadaki çağdaş futbolu inkâr eden diziliş ve takımın mücadele yoksulluğuydu. Topu kapan her Partizanlı, misafir buyurganlığıyla ceza sahasına kadar inebildi. Orta sahasızlık yetmezmiş gibi bir de buna eklenen ‘top şişirme’ çarpıklığı, ilk yarıda Güiza’yı da murdar etmeye yetti. Gökhan ve Semih de ‘nazar değmiş’ gibi gününde olmayınca, takım iyice zorlandı... Sırplar’ın etnik motivasyonu, etkin bir skora doğru giderken, yani herkesin yüreği ağzındayken ‘kendi yapar, kendi atar’ MareşAlex çıktı sahneye... Ardından da unutulmaya yüz tutan Güiza, kendini hatırlatıp, Sırp fırtınasına set çekti.
İkinci yarıda da ilk yarıdan hiç ders almamış gibiydi Fenerbahçe... Maçı koparmayı denemek yerine, topu gevelemeye devam etti. Deplasman beraberliği avantaj gibi algılansa bile, Partizan her ne olursa olsun ciddi bir ‘ekol’ takımı.
Yani tur o kadar da kolay olmayacak.