MENÜ

Değirmenin suyu

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Kerameti kendinden menkul ‘vahiy ayrıcalıklı’ Bay Polat, vahim bir açıklama yaparak “Fenerbahçeliler kıskanç, o yüzden SeyRANTepe’yi engellemeye çalıştılar” buyurmuş. Bugün kameralar önünde söylediği incileri, ertesi gün yine kameralar önünde yalanlamaktan sıkılmayan, kendi kendini tekzip etmekten bıkmayan müthiş ve kerameti kendinden menkul bir yöneticidir zat-ı âlileri. Fenerbahçeli, kıskanç değil kızgındır. Çünkü kendi stadını, devletin kesesinden tırtırlı tek kuruş talep etmeden, sadece taraftarının katkısıyla ve elbirliğiyle yapmıştır. Üstelik Türkiye’nin en büyük iki ekonomik krizini üst üste yaşadığı dönemde. Üstelik sportif başarıları erteleme pahasına ve tam 80 milyon dolar harcayarak. Üstelik millete ait bir araziyi oldu bittiyle lüplemeden. Üstelik rakibini şımartmak için kurulmuş düzene meydan okuduğundan, ağır bedeller ödemesine rağmen. Kaldı ki; Fenerbahçe, stadı değil, onun dışında kalan arazinin emlakçılık yoluyla pazarlanmasını, yani korkunç bir hortumculuğu tek başına engellemiştir. Galatasaray Divan Kurulu’nda bu rant vurgununun boyutu “yaklaşık 1,5 milyar dolar” olarak, kürsüden açıklanmıştır. Rakamı görüyor musunuz? Sorun bu peşkeşe karşı çıkanda değil, çık(a)mayanlardadır. Çünkü onlar da benzer vurgunları Fulya’da, Akaretler’de yapmışlardır. “Sus payı olarak belki bir yerleri daha iç edebiliriz’’ umuduyla, gıklarını bile çıkarmamışlardır. Düzenin korumasına, kollamasına ve şımartmasına alışanlar, bağlılıktan öteye geçip, ‘proje takım’ olmak hasebiyle bağımlı hale gelenlerin bu mücadeleyi böyle yorumlaması normal. Bay Polat’ın asıl açıklaması gereken, daha 4-5 ay önce, mali kongrelerinde 220 milyon dolar olarak açıklanan borcun, nasıl olup da bir anda 130 milyon dolara düştüğüdür. Hem de dolmayan 20 bin kişilik bir stada, Fenerbahçe’nin 4’te 1’i fiyatına satılan biletlere ve yine Fenerbahçe’nin yarısı kadar olmayan lisanslı ürün satışına rağmen. Üstelik bunca pahalı transfer de cabası. Define mi bulundu, şirket ve borsa hesapları mı karıştı, yoksa ilahi kaynaklı bir cambazlık mı? Değirmenin suyu nereden geliyor? Bu camianın fularlı duayeni, “Geçen sene nasıl şampiyon olduğunu en iyi sen biliyorsun ama yine de Galatasaraylı Ulusoy’u göndermeye çalışıyorsun!” itirafıyla, Başkan Canaydın’a öfke kusuyor. O’nun icazetli çıraklarından biri de “Ulusoy’un Canaydın nefreti” söylemiyle, bu gerginliğin Galatasaray’a ağır bedel ödeteceğine dair korkusunu dile getiriyor. Hem de bu keyfi uygulamayı yapacağından zerre kadar kuşku duymadığı kişiyi peygamber katına çıkaracak kadar yalayıp yutmayı da ihmal etmeden. Çaktırmadan da gelecek sezona ipotek koymaya çalışıyor. Pekii, aynı federasyon başkanının yıllardır Aziz Yıldırım’dan nasıl nefret ettiğini bilmiyor musunuz? O zaman Fenerbahçe’ye yıllardır ödetilen ağır bedelleri de ikrar etmiş olmuyor musunuz? Peki hiç utanmıyor musunuz? Vallahi ve de billahi kıskançlıktan değil; sadece masum bir merak!

YORUM YAZ