Akıllara ziyan
Haberin Devamı ›
Yatıp kalkıp ‘iyi ki ilk maç Arsenal ile değildi’ diye dua etmek gerek. Geçen seneden kalan ‘çeyrek final’ apoleti korkutmuş olmasaydı Porto’yu, daha ilk yarıda tarihi fark olabilirdi. Mazeret beyan etmeye kalkanlara, bu rakibin de 3 yıldız futbolcusunu sattığını, ikisinin de sakat olduğunu hatırlatalım.
Portekiz ekibi, ilk çeyrekte hazırlık maçı yapıyormuş kadar rahattı. Bulduğu iki golden sonra oyunu rölantiye bağlamaya çalışmasa rekora gidebilirdi.
Ne adam ne alan paylaşımı, ne dayanışma, ne yardımlaşma, ne pozisyon alma, ne boşa çıkma, ne de hızlı oynama, ne hamle, ne mücadele, ne de baskı. Hücumdayken de, defanstayken de ‘rakip ne yapacak’ diye durarak izledi Fenerbahçe...
Yasin iki kez rakibe ‘al da at’ deyince, Lugano onu da marke etmeye başladı. Aşırtmalardan, şaşırtmalardan, sıyırtmalardan Allah korudu Fenerbahçe’yi...
Kendi kendini zora sokmak, kendi ayaklarına dolanmak, kendine hükmen mağlup olmak bu kulübün genetiğine işlemiş.
Akılda kalan tek Sarı-Lacivert şey, Alex’in müthiş zekası ve Güiza’nın iki kişilik gayreti... “Emre niçin sağda, niye Önder değil de Yasin” hayreti!
Bu çaresizlik, umursamazlık ve titreklikle soslanmış uyuşuk, mayışık ve karmakarışık uyurgezer halden sıyrılmak için, ağır dozda bir şoka ihtiyacı var bu takımın...
O da kurtarmazsa bir sonraki aşama bitkisel hayattır.
Beyni ve gözleri acımayan var mı?