1 aşırtma 2 şaşırtma
Haberin Devamı ›
Gece gezginleri, forma bezginleri, futbol ezginleri... Forma namusunu ve kendi kariyerlerini kramponlarının altına saranlar... Hezimetler, eziyetler, can yakan vaziyetler. Fenerbahçe’nin özeti buydu.
Beşiktaşlılar Gaziantep’e saygı duruşunda, Fenerbahçeliler daha kadro açıklandığından itibaren kaygı duruşunda... Zaten yarım yamalak bir kadro varken ortada, Dede’nin şapkadan bu kez de ‘stoper Gökhan’ bombası çıkmıştı. Kinder sürpriz yumurta gibi, her hafta başka deney.
Antep bonusu dahil, senaryo bütünüyle Beşiktaş lehindeydi maç öncesi. Haa, bir de Yusuf’un maç öncesi “fark yaparız”, Denizli’nin “hafife almayın” küçümsemeleri, müstehzi gülümsemeleri... Bu iş tribün kalabalığı ya da desibel canavarlığı ile olsa, Real-Barça maçı tam tersi skorla biterdi.
Aradaki puan farkı, oyun farkını ya da kadro farkını göstermiyor. Beşiktaş için işler biraz daha yolunda gitmişti o kadar. Kötünün iyisi durumu yani.
Ancak bu kadar havaya sokulmuşken, bu panik atak hali ve savrukluk neyin nesiydi kimse anlayamadı. Ne yaptığını bilen Fenerbahçe desek, Holosko’nun orta sahadan getirip gümrüksüz alana bıraktığı gol bizi anında tekzip eder.
Aragones, Deivid ve Emre arasındaki çirkin dalaşma sonrası, tercihini neden oyunun en iyisini dışarı almakta buldu bilinmez. Emre hem takımının hem de maçın aklıydı.
Taraftara kendilerini biraz olsun affetirebilmek için iki kritik maç daha var artık; Denizlispor ve Trabzonspor!