Arama

Popüler aramalar

Akdeniz'in öteki yüzü! (1)

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bu sınavdan alnımızın akıyla çıkabildik mi? Eğer her şey gösterişten ve şatafattan ibaret olsaydı, en iyi Akdeniz Oyunları düzenleyen ülke sıralamasında açık ara birinci olmuştuk! Belki şu an 2020’yi bile cebimize koymuştuk! Ama maalesef bu parametreler Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap şeyhliklerinde veya Kuzey Kore, Belarus gibi diktatörlüklerde geçerli oluyor. Modern dünya senin ne kadar gösterişli, ne kadar pahalı organizasyon yaptığına bakmıyor. Onların kriterlerinin tamamı insana yapılan yatırımlar üzerinedir. Burada bir parantez açayım. Devletin ve spor teşkilatının hakkını yememem gereken bir konu var. Tesisler gerçekten mükemmeldi. Bu tesisleri 18 ay gibi kısa zamanda Mersin’e, Mersinliler’e kazandırdıkları için emeği geçen herkese teşekkür etmek bir borçtur. Ben de bu modern tesisler için Bakanlığa ve Spor Teşkilatı’na teşekkür ediyorum. Madalyonun diğer yüzüne gelince...

Bakan’dan siyasi şov, SGM’den özel uçak!

Her şeyden önce bir spor organizasyonunun sportif değerler üzerine inşa edilmesi gerekiyor. Ki, biz bu konuda baştan sınıfta kaldık. Mersin’de göze çarpan tek şey vardı: Başrolünde Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın yer aldığı siyasi şov! Her şey Bakan Kılıç’ın müsabakalara gelişi, gidişi, konuşmaları, madalya vermesi, tribünleri selamlaması, resim çektirmesi, medyaya çıkması üzerine inşa edilmişti. Burada siyaset sporu kelimenin tam anlamıyla tuş etti. Bunun sinyallerini oyunlar başlamadan önce zaten almıştık. İnternet üzerinden satışa sunulan açılış ve kapanış törenleri biletlerinin 15 dakika içinde tükenmesi, açılışa katılacak Başbakan Erdoğan’ın yuhalanma ihtimaline karşılık biletlerin tamamının bilinmeyen eller tarafından alınıp AKP teşkilatlarına dağıtıldığı haberlerinin ayyuka çıkması daha oyunlar başlamadan mideleri bulandırmaya yetti bile. Açılış günü bu haberleri teyid eder gelişmelerin yaşanması da gecikmedi tabi. Spor Genel Müdürlüğü personeli için Ankara’dan özel uçak kaldırıldığı, yaklaşık 80-90 kişinin açılışa getirildiği, törenlerden hemen sonra da aynı uçakla geri gönderildiği Mersin’de en çok konuşulan konulardan biriydi. Bunun maliyetinin ise en iyimser rakamla 250-300 bin Lira civarında olduğunu belirtmeliyim. Böylece 15 dakikada tükenen biletlerin bir kısmının nereye gittiği de ortaya çıkmış oluyor! Tabi, federasyonların bütçesinden Akdeniz Oyunları için yapılan yüzde 20’lik kesintinin bir bölümünün de!..

Belediye Başkanı konuşturulmadı


‘Açılış töreni’ demişken şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bu türden spor organizasyonlarının sahibi şehirlerdir; dolayısıyla belediye başkanlarıdır. Açılışı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın onurlandırması elbette takdire şayan bir durum. Lakin, Başbakan’ın, Spor Bakanı’nın konuşma yaptığı törende asıl ev sahibi Belediye Başkanı Macit Özcan’ın konuşturulmamasını nasıl izah edeceğiz? Eloğlu bu duruma ne der acaba? Onlara Macit Bey’in CHP’li olması nedeniyle konuşturulmadığını hangi dille anlatacağız? Kafilelerin geçit töreninde ırkçı bir sporcuya bayrağımızın taşıttırılması çok konuşuldu, tartışıldı. Bu konuya ve bütün biletlerin tükenmesine karşın açılışta tribünlerin bir kısmının boş kalmasına, bunu hiç bir televizyonunun göstermemesine birer cümleyle değinmiş olayım ve geçeyim gönüllü meselesine...

GBT engeline takıldılar

Gönüllüler bu türden organizasyonların gizli kahramanlarıdır. Mersin için de bundan 10 ay önceden binlerce gönüllü tespit edildi. Bu gönüllü ordusu aylardır oyunlar için eğitim aldı, provalar yaptılar. Ancak oyunların başlamasına kısa bir süre kala binlerce gönüllü GBT’yi (Genel Bilgi Tarama) geçemedi ve görevlerine son verildi. Yerine alınan gönüllüler de gerekli eğitimden geçmediği için bütün iyi niyetlerine rağmen yetersiz kaldılar. Hatta çoğu Mersin’de gönüllü kalmadığı için civar illerden getirilmişti. Şimdi bunda ne var diyeceksiniz? Ben de beşlangıçta GBT’den geçemeyen birinin gönüllü yapılmamasını makul karşıladım. Öyle ya, ne yapacağı belli olmayan sabıkalı birinin başta Başbakan ve Spor Bakanı olmak üzere önemli kişilerin etrafında olması büyük sakıncalar doğurabilir. Ayrıca Türkiye’yi zor durumda bırakmak için Oyunları sabote edecek girişimlerde de bulunulabilir.

Gönüllülere Gezi Parkı fişlemesi!

Ancak, 10 aydır çalışan ve oyunların başlamasına bir kaç gün kala devre dışı bırakılan gönüllülerin GBT’den geçememelerinin sebebi twitter ve facebook üzerinden Gezi Parkı olaylarına destek vermeleri olunca işler karışıyor. Bu, neredeyse tamamı üniversite öğrencisi olan gençlerin düşünceleri ve fikirleri nedeniyle fişlendiği anlamına geliyor. Oysa GBT, herhangi bir suçtan dolayı sabıkası, hakkında yakalama, tutuklama yahut yurt dışına çıkma yasağı kararı çıkartılmış olanlar hakkında tutulan bir kayıttır. Herhangi bir şekilde gözaltına alınmış bulunan kimseler ile disiplin cezası almış bulunanların kayıtları GBT’de yer almaz. Hele sosyal medyada fikir beyan edenler hiç yer almaz. Alırsa bunun adı Faşizm’dir. Bu, sıradan insanların fikirleri nedeniyle fişlendiği anlamına gelir. Bu fişleme olayını en son 12 Eylül öncesi sıkıyönetim zamanları ile 12 Eylül Darbesi döneminde yaşamıştık. Bunu yapanlar, Türkiye’yi 35 yıl öncesine geri götürmenin utancını gelecekte kaldırabileceklerse fişlemeye devam etsinler! Tarih en iyi yargıçtır ve elbet herkesi layık olduğu şekilde yazar.

Hamit Turhan