MENÜ

Dilimiz yandı

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Bu nasıl rotasyon. Bruma, Trabzon maçında 18 kişilik kadroda yok, bu maçta ilk 11’de. İlk 11’deki Koray ise bugün 18’de yok. Yedek kulübesi neye mi yarar? Oynatmadığın bir oyuncuyu hazırlamak için önce kulübeye alırsın, uygun zamanda da sahaya sürersin. Kötü oynayanı da önce klübeye çeker, sonra tribüne yollarsın.

Pas yok, şut yok, pozisyon yok

Hedefi galibiyet olan Cim Bom’un ilk yarıda kazanmak adına yaptığı hiçbir şey yok. Pas yok, şut yok, pozisyon yok. Oyunun hakimiyeti tamamen rakipte. Melo, Selçuk ikilisine Hamit de içeriye girerek destek verdi. Ama tecrübe abidesi bu üçlünün önlerindeki Sneijder ve Bruma’ya yaptıkları öne servisleri hep eksik. Son paslar, gollük ortalar olmayınca netice yine hüsran. Bruma’nın içeri katedişlerinde Telles’in yaptığı bindirmeler Galatasaray adına dikkat çeken en önemli atak varyasyonları. Ama ceza sahasında Burak’tan başka bir Sarı-Kırmızılı yok.

Susalım artık, çünkü...

Tarık ve Telles’in defansif zaafları her üst düzey maçta başa bela. Ne birebir de ne de ters kademede o mevkilerin gereklerini yerine getiremediler. Bu da rakip adına kanatlardan geliştirilen bir sürü pozisyon demek. Tabii ki Chedjou ve Semih’in her pozisyonu savuşturması mümkün değil. Aslında bu ikili orta sahalarından da ihtiyaçları olan desteği alamadılar. Tablo ortada. 5 maçta yenilen 15 gol. Defans kötü de forvetler iyi mi! Grupta attıkları gol sayısı maç başına 1 bile değil. Gördüğümüz kartlar skordan da üzücü. İkili mücadeleden değil hep itirazdan ve jestlerden kart görmüşüz. Ne Yabancı dilimiz var, ne de futbolun dilini konuşuyoruz. Susalım artık, çünkü konuşacak bir şeyimiz kalmadı...

YORUM YAZ