MENÜ

Zaman çabuk geçiyor

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Boş geçen 20 günlük sürenin önemi daha nasıl anlatılabilir ki! Üstelik çok ilginç gelişmelerin yaşandığı bir 20 günde birlikte olamamak, bu gelişmeleri değerlendirememek ve bu nedenle birbirinden değişik, çoğunlukla merak içeren, -”niye sessiz kalıyorsunuz?” diyerekten - kah sitem dolu maillere yanıt vermek zorunda kalmak, hiç de kolay değil. Farklı pencereden bakılmasını bekliyor insanlar, -kendi bakış açılarıyla diye düzeltelim - ve hak verelim: “Kendilerinden biri!” diye düşünüyorlar besbelli. İstiyorlar ki; 4 büyüğün başkan ve bazı yöneticilerinin zehir - zemberek açıklamaları konusu kendilerine yakın bakış açılarıyla da değerlendirilsin medyada. Atay Aktuğ’un bir açıklamasının verdiği kızgınlıkla tozlu raflardan çıkarılan 15 - 20 yıl öncelerinin komplo teorilerine, 3 adaylı seçimle gerçekleştirilen genel kurula, -bir gün sonra özür dileseler de - bir şoförün ağzıyla bulaştırılan mafya iddialarını karıştıranlara yanıt verilsin istiyorlar. Çok bozuluyorlar, şu büyüklük sınıflandırmasına. Hazımsızlığın neden olduğu ruh haliyle genel olarak “Üç” diye niteledikleri büyükleri, işlerine geldiğinde “4” yapanlara çok tepkililer çok ama çok haklı olarak. Hele bazıları demiyor mu ki; “Üç artı bir!” Onu duyduklarında çileden çıkıp bilgisayara sarılıyorlar, mail kutumuzda boş yer bırakmamacasına. “Anadolu Güç Birliği!” iddialarına daha çok kızıyorlar. “4 Büyükler bizi eziyor!” diyenlerin, “Anadolu’nun bağrı Kadıköy” den çıktığını söyleyen bir büyüğün tamamen kendi çıkarlarını gözetleyen çıkışına saf saf destek verişine tepki gösteriyorlar da istiyorlar ki bu konu da işlensin spor sayfalarında, spor bültenlerinde. İşte bütün bu nedenlerden ötürü kapasitesini artırdığımız, buna karşın, “gönderdiğiniz kişinin mail kutusu dolu olduğundan “diye devam eden yazılara rastladılar, maillerinin geri dönüşlerinde sık sık temizlediğimiz halde. Bugün en çok onlar sevinecekler, kendi sesleri geldi diye. Sevgiler onlara, boşversinler geçen 20 günü, unutmasınlar ki, “Bugün, geriye kalan hayatımızın henüz ve hala ilk günüdür!”

YORUM YAZ