Yeniden doğmak

Haberin Devamı ›
Futbol da hayat gibidir. Hiç beklemediğiniz anda sürprizlerle karşılaşırsınız. Çok kolay dediğiniz maçı çok zor, çok zor dediğiniz maçı da çok kolay kazanabilirsiniz. Nedeni ne olursa olsun bunlar yaşanır.
Geçmişte, “Nasıl olsa hoca beni oynatmaz” yargısına varan futbolcuların umudunu yitirmiş, tatilde balık yerken bir anda kendini sahada bulduğuna çok tanık olmuşuzdur. Formayı bir daha bırakmamak üzere aldığına da... Tam tersi; yeteneklerinden ötürü sürekli şans verilen bazı oyuncuların, sırtındaki formayı son kez çıkarıp malzemeciye teslim ettiğini de az görmedik.
Bunlar futbolda olağan gelişmelerdir. Tıpkı Onur’un sakatlanıp, forma şansının Tolga’ya gelmesi gibi...
İlginçtir hesapsız gelen forma şansı, birçok kahraman doğurmuştur. Belki de, “Sana güveniyorum” deyip forma vermenin getirdiği sorumluluk oyuncunun omzuna yük bindiriyor. Aşırı gerginlik verimini azaltıyor. Oysa hiç kimsenin çok fazla şey beklemediği bir ortamda kendini göstermek daha kolay oluyor. Hatta çevre de destek veriyor böyle zamanlarda. Onur’un sakatlanmasının ardından kalenin teslim edileceği Tolga ile ilgili çok şey yazıldı, söylendi. Sanki ilk kez böyle bir sorumluluk üstlenecekmiş gibi, sözde güven belirtici ama özünde bilinçaltındaki güvensizliği içeren ifadeler kullanıldı. Evet; Rüştü’nün veliaht tayin ettiği Tolga, kendisinden çok şey beklendiği dönemlerde istenilen performansı gösteremedi. Elbette bu dönemlerde şanssızlıklar da yaşadı ve istediği çıkışı yapamadı. Tolga’nın kalecilik becerisi ve fiziksel özellikleri üst düzeyde. Zaten bu yönde fazla eleştiri almadı. Daha çok özgüven problemi yaşadı.
Kaldı ki Şenol Güneş eski bir kaleci ve bu yönde Trabzonsporlu oyunculara kattıkları ortada. Kaybolmaya yüz tutmuş birçok oyuncuyu yeniden Türk futboluna kazandırdı. Tolga’nın da bunlardan biri olmaması için hiçbir neden yok.