Yemini bozmak!

Haberin Devamı ›
Siyah bayraklar yoktu Manisa’da, kalktı. Kalkacaktı tabi, Trabzon hükmen yenikti. “Türk Futbolu’nun yüz karası!” karar Tahkim’den dönmüştü. Manisa ve Türkiye Vestel’in sponsorluğa dönmesini bekliyor. Haluk Çubukçu neredesiniz, bu şov kaçar mıydı?
Maçtan önce arkadaşları adına çok anlamlı Fair-Play andı okudu kaptanlar. Ama 56. dakikada güdük kaldı bu ant, anlamsızlaştı. Tekme-tokat girdiler birbirlerine yemin sahipleri. Ne gerek vardı ki, bozacakları yemine?
Sarı kartlı Holosko şık bir gol attı. Koştu tel örgülere tırmandı. Bu da sarı kart. Takıma ihanetti bunun adı. Kırmızı da çıktı doğal olarak. Tribünler, federasyon ve hakemlere malum sloganları koro halinde sıralarken, yöneticisi de, hakeme orta parmağını gösteren Holosko’nun sırtını sıvazlıyordu. Takımı sanki ben satmıştım! İlginç değil mi?
2 kırmızı, 6 sarı. Hepsi de doğru. En komik kart sahibi Umut oldu. İkinci sarıya kadar bütün topları ezdi, bir atakta kendini yere bıraktı. Kırmızıları dengeledi, tribünlerin ‘gazını’ aldı.
Eee, biraz da futbol: Ceyhun oynadığında top atıp kaçıracağı Yattara’yı, Yattara oynadığında kendisini kaçıracak Ceyhun’u arıyor. Ziya Doğan da onları birbirlerine alternatif kullanıyor. Rize maçını saymayın, 3 golle ligin en az gol atan takımı bu haliyle Trabzonspor.
Gökdeniz’in Bülent tarafından kornere çıkarılan vuruşunu saymasak rezil bir ilk yarı. Ceyhun girdi, dengeler değişti. Bir Gökdeniz’i, bir Yattara’yı kaçırdı, Trabzon futbolu hatırladı. Golü Manisa, ofsayt kokusuyla buldu. Ziya Doğan, Umut atılana kadar forveti beşledi. Umut atılırken, Ceyhun’un golü güme gitti. Sonra ısrarla saldıran Trabzon’un gazını da Gökdeniz’in eşitlik golü aldı. Ardından biraz Manisa yüklendi. Sonra maç ilk yarıya döndü. Sıktı yani, bitmek de bilmedi üstelik.