Arama

Popüler aramalar

Yazık oldu!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Onlar da tabiri caizse tam “gaza” gelmişlerdi. İlk yarının uzatmalarında bir gol de tadından yenmezdi hani! Ama orta alandan çıkan uzun top, savunmanın arkasında Grozav ile buluştuğunda, sağ bek ve iki stoper önde kalmış, sol bekin yarı alanı enlemesine katederek ona yetişme amaçlı deparı yetersiz kalmış, zamansız çıkan Volkan’sa, müdahale etmesi gereken topu izlemekle yetinmişti.

Gerçekten de yazık oldu. Semih’in kalecide kalan, Umut’un direği yalayan kafa vuruşlarıyla ne de umutlanmıştık oysaki!

İlk yarının bu kısa özetinin ardından, maça damgasını vuran ve bir başka sahada bizimkilerden birinin başına gelse “tepe tepe” kullanacağımız “başa taş” olayı, neredeyse ikinci yarının başlama düdüğüyle birlikte gerçekleşti. Neyse ki İngiliz Hakem Howard Webb’in engin hoşgörüsü ve Romen oyuncuların “önce spor” anlayışıyla futbola erken dönüldü.

Sonrasında iki zayıf rakibe karşı alınan farklı galibiyetlerle elde edilen grup liderliğinin “havaya sokmadığı” Romanya, skor avantajını da kullanarak savunma güvenliğini sürekli ön planda tuttu. Sabırlı ve kontrollü oynadı. Pozisyon vermeden tamamladıkları ilk bir saatlik dilim tamamlanana kadar ani çıkışlarla falan değil, abartmadan söyleyelim, “ellerini kollarını” sallayarak 3 net pozisyon buldular. İkisinde Marica, birinde de Razvan Cociş, farkı artıracak fırsatları inanılmaz biçimde harcadılar. İşte bu sıralarda, futboldaki “atamayana atarlar” kuralının işlemesini bekledi tribünler umutla. Ama en azından eşitlik sayısını geçtik, Nuri’nin son saniyedeki kafa vuruşu dışında kendilerini heyecanlandıracak, adrenallerini yükseltecek bir pozisyon dahi izleyemeden stadyumu terk etmek zorunda kaldılar. Onlara da, gruptan çıkma adına daha baştan kaybolan avantaja da yazık oldu sonuçta...