Arama

Popüler aramalar

Yattara ve Holosko

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Sadri Şener’i dinledik sohbet toplantısında. “Gönül böyle olmasını istemezdi ama yaşam devam ediyor” modundaydı. Buruktu biraz sanki. Klasik esprileri, doğaçlama değil, zorlama gibiydi. Ama hepsi birer Şener esprisiydi yine de. İnce ince!

2 önemli durumun altını çizdi başkan: Hocamızın morali bozuk değil. Arkasındayız. Aralık sonrası görevde olup olmayacağımız belli değil ama kurumlarda devamlılık esastır anlayışından hareketle, kendisiyle geleceğe yönelik planlama yapıyoruz.

Önemli bulduğumuz diğer husus da, kötü sonuçlara ve Beşiktaş’a yönelikti, “Süper Kupa, Ankaragücü ve Fenerbahçe galibiyetleri sonrası abartılı övgüler nasıl bizi şımartmadıysa, son 2 maçın ardından bağlanan karalar da bizi negatif etkilemez” der gibiydi. Beşiktaş maçı içinse, “Dünyanın sonu değil, kazanırsak iyi şeyler olur, aksi takdirdeyse telafisi mümkün” cümlesini kurdu.

Tabi ki dünyanın sonu değil ama şu ortamda çok önemli. Bir kırılma noktası gibi duruyor. Olası kötü bir skor, hedefleri uzağa taşır. En kötüsü de, ısrarla savunduğumuz, “İdari gelişmeler, olumlu ya da olumsuz kısa vadede kulüp performansını etkiler. Takım performansına etkisi uzun vadelidir” görüşündeki ‘vadeyi’ kısaltır. Bu noktada da herkes kendi özeleştirisini yapar. Sağlıklı sonuçsa; Einstein’in, ‘atomu parçalamaktan daha zor’ olarak nitelendirdiği önyargıları kırmak koşuluyla alınır. Trabzon kazanması halinde, yıllardır ezikliğini hissettiği ‘büyük maçları sürekli kaybetme’ psikolojisinden kurtulur. Maça damgasını vurabilecek yeteneğe sahip oyuncu 2 takımda da çok. Trabzon’da Glowacki, Beşiktaş’ta Quaresma, “Keşke olsalardı” diyebileceğimiz oyuncular. Colman ve Bobo da var ama ev sahibi ekipte ‘büyük maç sever’ Yattara’yı, Siyah-Beyazlılar’da ise Holosko’yu ‘maçın skorunu etkileyebilecek’ oyuncu adayı olarak görüyoruz. Tribünler de geceye damgasını vurabilir. Kaldı ki böyle bir ortamda Tabzon’un buna çok ihtiyacı var.