Yattara gerçeği

Haberin Devamı ›
Yattara’nın varlığı hem kendi, hem de rakip takımların teknik direktörleri için dert. İlginçtir; yokluğu iki taraf için de avantaj. Birbirimizi kandırmanın alemi yok, Ziya Doğan gibi teknik direktörler için Yattara’nın kendi takımında bulunması, olmamasından çok daha büyük sorundur. Bunun en büyük kanıtı, Doğan göreve geldiği günlerde, hekimlerin, “sorunu ameliyatsız da çözülebilir, ameliyat için acele etmeye gerek yok” şeklindeki raporuna karşın oyuncunun apar-topar Belçika’ya gönderilip, takımdan aylarca uzakta bırakılmasıdır.Yattara ameliyat sonrası döndüğü gün Trabzonspor’da yeniden sorun oldu. İyi başladı, yeniden sakatlık korkusu ve bir duraklama dönemi. Bu durumun doğal sonucu formsuzluk ve Ankaragücü maçında tribünlerden belki de ilk kez kendisine yönelik tepkiler. Kaçınılmaz son yani! Çoğunluk gibi bizde Yattara’nın bilinçli biçimde toplumun önüne atıldığı kaygısını taşıyoruz. Taraflar bu değerlendirmeyi okuduğunda, büyük olasılıkla, “Yok böyle bir şey” diyecek ama toplumdaki genel kanı şu: Bu futbolcunun son dönemde kendisine yönelik tutum nedeniyle Trabzonspor’dan soğutulması, 2009’a kadar devam eden sözleşmesine karşın, “buradan ayrılmak istediği” biçiminde yorumlanıyor. Böylece teknik kadro ondan kurtulmak, yönetim de sezon sonu yeni transferlere kaynak yaratmak amacıyla bu fırsatı değerlendirmek istiyor. Dolayısıyla tribün tepkileri, birilerinin ellerini ovuşturmasına neden oluyor.Bu nedenden ötürü Trabzonspor Yönetimi ve Teknik kadrosu, Yattara konusundaki net tavrını belirlemek zorundadır. Böylece futbolcu, Trabzonspor’daki konumunu öğrenir ve ona göre tavır alır. Belirsizlik ne Yattara’ya ne de Trabzonspor’a yarar sağlar. Eğer kullanılacaksa veriminin, satılacaksa bonservis bedelinin düşmesi ancak bu şekilde engellenir.