Arama

Popüler aramalar

Yanlış tepki!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Eğer Fatih Tekke; “Ben Trabzonlu ve Trabzonsporlu’yum. Belki başka bir takıma gitsem daha fazla kazanırdım (nitekim öyle oldu) ama burada sembol olmuş bir kişi olarak kalacağım ve takımımın şampiyonluğunu görmek için ter dökmeye devam edip, futbolu burada bırakacağım. Sonra da farklı alanlarda kulübüme hizmete devam edeceğim.” diyebilmiş olsaydı, bırakın bonservisi için 7.4 milyon Euro’yu, 17,4 milyon euoro da verseler acaba bu yönetim O’nu gönderir miydi, ya da gönderebilir miydi?Ne dedi Fatih Tekke: “Burada heyecanımı kaybettim. Gitmek istiyorum. Bu sezon verilerse para kazanırlar.” Ardından tepkileri görünce: “Trabzonlu’yum, Trabzonsporlu’yum. Bu sezon takımımın başarısı için arkadaşlarımla daha çok çalışacağım. Bonservisimle ilgili insiyatif elimde değil. Bir yıl sonra bana geçtiğinde kulübün menfaatleri için oturur konuşur gerekeni yaparız!” Sonrası malum; Zenit’in teklifi, yönetimin oluru, hakkını verelim Başkanın itirazı ve direnişi, ardından Başkan Fatih zirvesi, “Abdestli yeminler!” ve Petersburg yolu.Fatih Tekke gitti. Gelinen noktada artık Trabzonspor taraftarının bu olayın peşini bırakıp, yönetime onun kadar olmasa da onun boşluğunu doldurmaya yakın özellikleri olan bir futbolcuyu (üstelik başkanın yıldız satmak değil, yıldız almak vaadi de var) almadıkları için tepki göstermesi gerekirdi diye düşünüyoruz.Kaldı ki; Trabzonspor Yönetimi, bunun dışında hep eleştirilecek, hep tepki gösterilecek yanlışlar yapıyor. Atay Aktuğ, bir Thomas Jun’u aldı diye, 2 sezonda 2 lig ikinciliği(Birisinde şampiyonluk haksızlıkla elinden alındığı için 30 bin kişi sokaklara dökülmüştü) bir Türkiye Kupası’na karşın koltuğunda duramadı. Şimdiki yönetim 7 ayda 17 futbolcu aldı. Hala takımın (lig başlamadan değinmiştik, bazılarının hoşuna gitmemişti, 3 maç sonra hak verdiler) bir çok eksiği var (ki dördü kesin). Brezilyalı Teknik Direktörü ve Futbolcu İzleme Komitesi’nin varlığına karşın, amatör ligde futbol oynamış diye bir yönetici, futboldan anlar diye başkanın kendi şirketlerinden güvenilir (!) bir elemanı, (kalanlar güvenilir değil demek ki) 2 aydır Brezilya’da futbolcu arıyor. Böyle bir komedi var mı ya!Transferdeki bu durumu içine sindiren ve başyardımcısı Hüsnü Özkara ile ilişkileri kopma noktasına gelen Teknik Direktör Lazaroni, bize göre Kayserispor yenilgisinin de, Manisaspor beraberliğinin de direkt sorumlusudur. Başkanın kendi teknik direktörünün hatalarını ve transferde yaptıkları plansız programsız icraatın kötü sonuçlarını bir kenara koyup, bize göre de ciddi karar yanlışları olan hakeme sokak ağzıyla fatura kesmesinin anlamsızlığı bir yana, Apoel maçındaki uygulamalarına destek verdiğimiz Lazaroni’nin bu tür yanlışlarının devamı halinde, puan cetvelinde takımın biraz da alfabetik olan bugünkü konumunun matematiksel olarak geçici de olsa gerçekleşme olasılığı söz konusudur. Alsın Kayseri ve Manisaspor maçlarının kasetlerini izlesin bir kez daha Lazaroni. Eğer derse ki; “Yattara’yı Kayseri’de oyuna alma zamanlamam da, Manisa maçında oyundan alma kararım da doğrudur”, ya da, “Marcelinho Kayseri’de yoruldu aldım, Trabzon’da yorulmadı sahada tuttum”, o zaman neden 20 yılda 18 takım değiştirdiği gerçeğini de daha net anlamış olacağız.Eğer yönetim panik halinde “transfer yapacağız” diyerek kulübü bir borç batağına sürükleme yanlışına düşmeyecekse; eğer Lazaroni, puan cetvelindeki bugünkü konumuyla çelişkili kadrosundan, (yani yetersiz olsa da her türlü yanlışa karşın, ilk 4’e girebilecek kapasiteye sahip olduğuna inandığımız bu kadrodan) en kötü tercihleri yapmaya devam etmeyecekse; kurumda, idari ve teknik istikrar adına biraz daha sabra gereksinim olduğunu düşünüyoruz. Yeni yönetim, yeni teknik kadro, yeni bedeller ödemek demektir, sıradanlaşmaya devam demektir ve kısa vadede kurumu sıradan bir Anadolu takımı kimliğine büründürmekten başka bir işe yaramayacaktır.