Arama

Popüler aramalar

Volkan alıyordu...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

“Yakaladığın fırsatları değerlendirip atamazsan, eloğlu affetmiyor. Oyunun kuralı bu... Tersine işledi bu kez. Ofsayt koksa da motivasyonunu bozmazsan dün akşamki Tuncay gibi, Semih gibi, 55 yılın ilkini yaşarsın böyle... Kolay gol yemiyorsun, yani atarsan, 30 maç üzerine yenilgiyi tattırırsın rakibine. Yetmez, tehlikeye düşürdüğün finallere gitme rüyasını gerçeğe dönüştürür gibi olursun” diyecektik.
Bir de ekleyecektik: Volkan aldı bu maçı! Bırakmadı ki Volkan. O alıyordu nerdeyse, o verdi. O kötü köşe vuruşuna öyle mi çıkılır, o kadar kolay mı kaçırılırdı o top. Sonrası İbrahim’in smacı, Xabi’nin eşitlik golü.
Oysa ki maç, Barnebau’dakinin tersine başlamıştı. Orada biz dövmüştük onları ilk yarı, golü onlar bulmuştu 60’ta. Burada onlar bizi sıkıştırdı biraz. Önce Riera, sonra Torres yokladı. Ama takımımızı Semih’in golü canlandırdı. İlk yarı bitene kadar daha sıkıntı yaşamadık, iyi organize olduk, top yaptırmadık son Avrupa Şampiyonu’na, tıpkı ilk maçın ilk yarısındaki gibi.
İnat Del Bosque, oynamadı kadroyla. Sabırla bekledi. Yıldızları beceremezse, Türkiye bir şeyler yapardı, biliyordu sanki. Yaptık.
Sonra taktik değişiklikler, iki kalede de tehlikeler, Volkan ve Casillas’tan klas hareketler. Son 10 dakika insanüstü bir mücadele takımımızdan ama gol, sanki Türkiye’de eksiği varmış gibi üretilen “çakma stoper” Hakan’ın 5 metre gerisinden gelen Süper Lig’in suskun golcüsü Güiza ve Riera işbirliğinden.
Grup birinciliği İspanya’da gitmişti, en iyi ikincilik de artık hayal. İkincilerden Play-Off için 9 Eylül’ün olmazsa olmazı Bosna’da kazanmak artık. Ama belki de yetmeyecek bile.