Tuz koktu!

Haberin Devamı ›
Olayı önce idari açıdan irdeleyelim. Sezon açılış törenleri Trabzon’un geleneğidir. Kadınlı-çocuklu 30 bin kişi stadı doldurur, sanatçılarla coşar, takımına bağlılığını pekiştirir, yeni transferleri izler, evinin yolunu tutardı. Bu sezon yapılmadı, ‘acaba’ diyoruz geçen yılki ‘yuhalama’ olayıyla bir ilgisi mi var: “Siz Başbakan’ı yuhalarsınız ha!” türünden bir ceza gibi!Trabzonspor’un 39. kuruluş yıldönümü 2 Ağustos’taydı. Her yıl o gün yönetimler, ‘Albayrak’ın divan genel kurullarında olduğu gibi’ bir araya gelmemeye özen gösterdiği camianın önde gelenlerini bir kokteylde toplar, sohbet edilir, fikir alışverişinde bulunulur, hasret giderilirdi. Bu kez yapmadılar, nedenini bilmiyoruz.Unutmadan; Fatih Tekke’ye veda töreni konusunda ‘yönetimin geç kalmışlığı söz konusu değil’ diye düşünüyoruz. Petersburg’tan geldiğinde kaptanın hakkının verileceğine, görkemli uğurlama töreni düzenleneceğine inanıyoruz.Neyse, kafamızı karıştırdı ligin ilk maçı ve bu maça çıkarılan kadroyla, maç içerisindeki değişikliklerin tercih ve zamanlaması. Lazaroni ilginç bir kişi. En azından, ülkesinin ligini, futbolcularını iyi tanır, takımının eksik yerlerini de gördü, ona göre nokta talepte bulunur. Ama bir ayı aşkındır bir yönetici Brezilya’da. Her gün bir isim çıkıyor medyada. “Bu olmadı, şu futbolcu; şu mevkiye bulamadık, bu olur mu?” Peki, Lazaroni ne diyor bu işe? Ya da izleme komitesi üyeleri? Sadece bu neden bile Kayseri maçının kaybedilmesinin sürpriz sayılmaması gerektiğini net biçimde önümüze koyuyor. Bu anlayış, bu kadroyla ‘İkinci Rum faciası’ gelirse şaşmayın.Dedik ya; ‘Lazaroni ilginç bir kişi’ diye. Alın size bir neden daha: Bu takım 5 gün sonra Apoel ile ciddi bir sınava çıkacak. Bu maçta Musa da, Marcelinho da yok, üstelik bu maçların telafisi de... Ama Lazaroni, kadrosunun bu iki isimle güçlü olduğunu düşünmüş olacak ki, onlarla telafisi kalan 33 haftada mümkün Kayseri maçına çıktı. Peki yarın onları kullanamayacağı Apoel maçında ne yapacak? Kalan kadroya kendisi pek güvenemiyorsa, taraftar boşuna umutlanmasın. ‘Et kokarsa, tuz var’ derler ve eklerler: ‘Ama ya tuz kokarsa?’ Üzgünüz; tuz koktu!Çok önemli not: Bekliyorduk bu durumu ama tarzımız değil; “Biz demiştik!” demeyeceğiz.