MENÜ

Travmanın faturası!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Trabzonspor’un Denizli’ye kaybı ilginç bir haftaya denk düştü. Fenerbahçe Gençlerbirliği’ne, Galatasaray, Kocaeli’ye yenildi. Beşiktaş Gaziantep’te kazandı. Ama boş kaleye gol kaçıran Beto’nun ayrıca ceza alanında düşürülmesine hakem seyirci kalmasa, maçın skorunun böyle gerçekleşeceğini kim iddia edebilir? Süper Lig’de hakem hatalarından rastlantı eseri her daim kazançlı çıkan Sivas’ın Eskişehir’e kesin üstünlük sağlayacağını, Faruk’un ceza alanında topu saniyelerce elle kontrol etmesini hakemler görmezden gelmese kim söyleyebilir? Evlerinde B.Münih Köln’e, Barcelona Espanyol’a kaybetti, Liverpool, M. City’e takıldı.

Bunlar futbolu çekici kılan sık sık karşılaşılmasa da, doğal kabul edilmesi gereken şeyler. Kaybedilen bir maç, hedefleri büyük olan camiaları demoralize etmemeli. Ama iki maçın ardından takımını şampiyon gören Trabzonsporlular, bir yenilgiyle inanılmaz travma geçirdi. Daha önceden “tarihe not düşülen” her türlü olasılığa hazır değerlendirmelerden güne uygun olanını piyasaya süren “ben demiştimcilerin” oluşturdukları tablonun etkisinde kaldılar. Kalan haftalarda telafisi mümkünken, yarışta kendi takımlarına sekte vuracak karamsarlığa girdiler. Devamında bu durumdan, futbolcular ve teknik kadro olumsuz etkilenecektir.

Futbolcuların moral motivasyonunu sağlamakla da görevli teknik kadronun, uygulamalarda da dikkatli davranıp, kendilerine olan güveni pekiştirmeleri gerekmektedir. Bu noktada bardağın dolu tarafını görmek belki de işin doğru olanı. Ancak bardağın boş tarafı da var. Bu boşluğun nedenini iyi yorumlamak, sağlıklı analizde önemli rol oynar.
Bir kere takımın kazanırkenki görüntüsüyle, kaybederken karşılaştığı durumun değerlendirmesini yapmak için görünen farklılıkları irdelemek gereklidir. En belirgin olanı da, kadrodaki bir bölümü zorunlu, bir bölümü tercihe dayalı değişikliklerdir. Hele de kadrosu şimdilik 14 15 oyuncu etrafında dönen bir ekip için eksikler önemini katladı. İlk sorun bu eksikler varken yapılan tercihlerin veriminde yaşandı. Yanı sıra takım, hem oyuncularından hem de alışılagelen sisteminden yoksun bırakıldı. Bu yöndeki başlangıç stratejisini maçın ilerleyen bölümünde gözden geçirmek daha doğru bir yaklaşım tarzı olacaktı. Ama maalesef Ersun Yanal bu yolu tercih etmedi. Faturası yüksek bir ders oldu.

YORUM YAZ