Trabzon'a yine hüsran

Haberin Devamı ›
Bir de Keita’nın, Kewell’ın, Nonda’nın,Elano’nun, Baros’un falan olduğunu düşünün. Kaleci Franco’yu saymaya gerek yok zaten. Trabzonspor’un ilk şutu 51. dakikada geldi, onu da Aykut çıkardı. Song’un vuruşuna zaten o da bir şey yapamazdı. Eğer Galatasaray bu oyuncuların da yer aldığı kadroyla, Trabzonspor’u ilk yarıdaki haliyle yakalasa, istediği skoru almış, yerlileri için de tatili çoktan başlatmış olurdu.
Bu durumun ev sahibi ekibin futboluyla uzaktan yakından ilgisi yok. Nedeni Bordo-Mavili futbolcuların kötü performansı. Bir devre boyunca bu kadar yüksek top kaybı yüzdesiyle, böylesine ruhsuz oynayan futbolcuları, 3. lig takımları bile bünyesinde barındırmaz. Bir takım 3 pas yapamaz mı? Yapamadı Trabzonspor. Alanzinho, Gökhan, Selçuk, Ömer, Cale. Özellikle ilk yarıyı bir izleseler, kendileriyle ilgili nasıl yorum yaparlar bilemiyoruz?
İkinci golün rehavetinin hızını kestiği Galatasaray, Song’un golünden sonra biraz panik yapınca oyunda sanki denge kurulur gibi oldu. Rakip kalede varlığını bir nebze olsun hissettirmeye başlayan Bordo-Mavililer, bir ara eşitlik golüne yaklaştılar da... Ama olmadı, sonra yine koyuverdiler. Trabzonspor böylece kupaya da kötü bir başlangıç yaptı. Bir büyük maçta yine hüsran yani, her zamanki gibi!
Sezonun en kötü Süper Lig takımını (dikkat edin Trabzonspor’unu değil) izledik velhasıl. Bu noktada, “Transfer sezonu geliyor. Trabzonspor hangi mevkilerine ne kadar transfer yapmalı?” gibi bir soruya, “Dünkü kadroya 11 yeni transfer gerek!” diyesi geliyor insanın. Kimse kusura bakmasın.