Arama

Popüler aramalar

Tehlikeli beyan!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Futbolcuların oruç tutup tutmamaları konusunda her Ramazan ayında bir tartışma yaşanır. Bazı futbolcuların maç günleri dahil oruç tutma ısrarları söz konusudur.
Bazılarıysa; uzmanların önerileri doğrultusunda, yaptıkları işin emeğe dayalı olması ve dolayısıyla orucun bu işe sekte vurmasından ötürü “güne gün tutma” ya da “tutamadığı orucun fitresini verme” yoluna giderler.
Olayın detayını, “orucun fitresini”, “Ne yiyorsa onun karşılığını verme” anlamına gelen “sadaka-i fıtır” diye açıklayan uzmanlara bırakıp, sadede gelelim.
Dünkü Fanatik’te, Ramazan aylarındaki Galatasaray’ın performansı incelenmiş: Her Ramazan’da kamuoyunun gündemine ‘futbolcuların oruç tutup tutmaması’ konusu düşüyor. Tıpçılar olayın sağlık, din görevlileri ‘maneviyat ve telafi’ üzerinde görüşlerini bildiriyor.
Kimi teknik direktörler orucu yasaklarken, kimileri ise ‘maç günleri’ dışında serbest bırakıyor. Kalli yasaklamanın ters tepeceği görüşünde. Ancak istatistikler, son 7 sezondur Ramazan’da en çok puan kaybedenin Galatasaray olduğunu gösteriyor. 32 puan kayıplı Sarı-Kırmızılılar’ı, ezeli rakipleri 21’er kayıp puanla izliyor.”
Ziya Doğan da ramazan futbolcu ilişkisine özünde benzer vurgu yapmışken, açıklamaları kamuoyuna hiç ilgisi olmadığı halde “Doğan’dan oruç yasağı” diye yansıtılmış.
Bunun üzerine birileri, ülkenin özel koşullarında prim yapma gayretiyle olacak mal bulmuş mağribi olayın üzerine atlamış. Bir yerel gazete de sütunlarına taşımış:
“Diyanet Sen Trabzon Şube Başkanı, Ziya Doğan’ın futbolculara orucu yasaklamasını anlamakta zorluk çektiklerini belirterek “Haberi duyunca bir Müslüman olarak çok üzüldüm.
Kendisi Müslüman olan Doğan hangi hakla futbolcuya yasak koyuyor? İlahi yasakları ancak Allah koyar. Avrupalı teknik direktörler oruca saygı gösteriyor. Bu kararı kınıyoruz.”
Ne alakaysa!
Olayın gerçeğini dinlemeden, anlamadan bir açıklama, gerçeği bilen ve anlayan tarafından kamuoyuna yansıtılma!..
Son söz: Çok hassas günler yaşadığımız, bazılarının her şeyden bir anlam çıkarıp kişi ya da kurumları hedef gösterdiği şu dönemde, bu ne tehlikeli beyandır?