MENÜ

Şüphecilik üzerine!

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

İlginçtir bunu en çok da Ziya Doğan yapıyor. Ama son dönemlerde futbolcuları da benzer bir tutum içine girdiler. Örnek; oynadığı futbolla herkesin takdirini haklı olarak kazanan, bunun karşılığını da Milli Takım’da direk oynayarak alan, kendi takımının başarısındaki payı tartışmasız büyük olan Hüseyin. Özellikle çok üst düzey performans gösterdiği son Diyarbakırspor maçının ardından medyanın gözdesi olduktan sonra yaptığı açıklamalar, Trabzonspor’da bu durumun tıp dilinde paranoid (şüphecilik) ya da obsessif (vehim, kuruntu) diye nitelendirilecek hastalık boyutuna ulaştığının göstergesi oldu. Diyor ki, Hüseyin: “İşi gücü bırakmışlar, bizim orucumuzla, dinimizle, kaptanımızın kolundaki yeşil bantla uğraşıyorlar.” Şaşırmadık desek yeridir. Kaptanının kolundaki bandın yeşil olduğunu hiç fark etmemiştik. Diyarbakır maçı görüntülerini tekrar izledik, baktık ki, kaptanı kırmızı bandıyla oynamış. Şaşkınlığımız bir o kadar daha arttı. - Yeşil olsa da bizim için hiçbir şey fark etmezdi ki! - Kim Hüseyinler’in diniyle, orucuyla uğraşıyor, bilmiyoruz, varsa çok ayıp. Ama bizim de oruç ile ilgili bir yorumumuz oldu. Dedik ki, o yazıda özetle; “Herkesin dini kendine. Oruç, işi aksatmadığı sürece sorun yok. Aksatıyorsa dinimiz bu konuda kolaylık sağlıyor.” Ama şunu özellikle ifade ettik, yineliyoruz: Oruç tutan oyuncunun performansı düşer. Bunu daha sonra Hacı Ahmet Suat özyazıcı da açıkladı, önerilerde bulundu. Yine o yazıda antrenman saatlerinin maç saatine göre ayarlanması gerektiğini söyledik. Ankaraspor ve Galatasaray maçları gece oynandı, Trabzonspor oruç nedeniyle gündüz çalıştı, 5 puan kaybetti. Diyarbakırspor maçı 20.00’de oynandı, hazırlıklar o saatte yapıldı. Ankaragücü maçı 14.00’te. Trabzonspor çalışmalarını 3 gündür 14.00’de sürdürüyor. Sevgili Hüseyin, futbolun müthiş. Seni iyi tanırız, sağlam da karakterin vardır. Girme böyle işlere. Şüpheci olma, bizim senden, orucundan, dininden bir alıp veremediğimiz yok. Orucunuzu Allah kabul etsin. Gelelim Ziya Doğan’a. Bu oruç ve antrenman saatleriyle ilgili kendisiyle o yazıdan sonra görüştük. Uzlaştığımızı sandık. Ama açıklamaları, televizyonlardaki konuşmaları, uzlaştığımız noktaların tamamen tersi. Yadırgadık. Ama hala kendisine güvenimizi yitirmedik. ‘Belki içinde bulunduğu koşullar onu zorluyordur’ diyerek anlayış gösterdik. Ama Ziya Doğan da artık bazı şeyleri bırakmalı, şüpheci olmamalı. O işini iyi yaptığı için Trabzon’da “Adam gibi adam” sıfatını kazandı. İşini iyi yaptığı sürece bu sıfat kendisinde kalır, unutmamalı. şüphecilikle, öteye beriye laf yetiştirerek değil!

YORUM YAZ