Arama

Popüler aramalar

Sözün özü

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Arkadaşlarımızın dün 4 sorusuna verdiğimiz 4 yanıttan ortaya çıkan, “Sorun Yanal değil” başlığı, “Sorun tek başına Yanal değil” şeklinde olabilirdi. Bu şu açıdan önemli: Birkaç gündür oyuncu seçimi nedeniyle dile getirdiğimiz eleştirilerle bu başlık çelişebilir. Kaldı ki e-postalarıyla konuya değinen dikkatli okurlar, bu çelişkinin hakkını vermekte gecikmediler!
Dememiz şudur: Lige verilen aradan sonra oynanan Fenerbahçe ve Ankaraspor maçlarının ardından camiada oluşan havayı kim ya da kimler sağlamışsa, bugüne gelinen noktadaki rol sahibi kişiler de onlardır. Yani yönetimdir, teknik kadrodur, futbolcudur. Tek başına bir tarafa başarıyı mal etmek ne kadar yanlışsa, başarısızlığı da bir tarafa yüklemek o kadar haksızlıktır, bir. Karne ile ilgili dünkü ilk sorunun yanıtının son paragrafındaki, “Sorun direkt Ersun Yanal’la sınırlı kalarak çözülemez ve sonuç bu şekilde alınamaz” cümlesi o anlamı içermemektedir, iki. Bu nedenle “Sorun Yanal değil” başlığı yerine oturmamıştır.
O zaman sorun nedir? Açalım: Trabzonspor,1996’da şampiyonluğu sadece, Ali Şen’in yıllar sonra kullandığını itiraf ettiği malum “taş” yüzünden kaybetmemiştir. Koşullar uygun olduğu halde, kadro zafiyeti çok net belirgin olmasına karşın bir oyun kurucunun, üstelik ismi de belli olan Kingladze’nin alınamamasının bunda rolü büyüktür. Bu yönetimsel bir hatadır. İster teknik direktör talep etsin, ister teknik direktörün hiç bilgisi olmasın, ara transfer boyunca ismi gündemde tutulan Yusuf’un son dakika çalımıyla çocukluğundan beri taraftarı olduğu (!) takıma gitmesinin ardından, onun fiziki yapısı ve oyun özellikleriyle tamamen çelişik Alanzinho’nun alınması, yetmedi, henüz hazır olmadığı halde ısrarla oynatılması, dengeleri bozmuştur. Bu durum hem yönetimsel, hem de teknik bir hata doğurmuştur ki, gelinen noktadaki etkisi asla yadsınamaz.
Bir başka sorun, defalarca üzerinde durduğumuz üzere; futbolcu tercihi ve değişikliklerdeki tercih ve zamanlamalardan çok yedeklerin mental ve form olarak hazır halde tutulamamasıdır. 12 kişiyle bu büyük mücadeleyi sürdürmek zordur, nitekim bu zorlanmanın en önemli nedenlerinden biri de budur.
Bu noktada son sözümüz şudur: Amaçları “üzüm yemekten çok bağcıyı dövmek” olanlara inat, Trabzonspor’un bu yarışta sonuna kadar var olmasının olmazsa olmaz koşulu, düne, daha doğrusu bu yanlışlara takılıp kalmaktan çok, halen var olan şansın kullanılması adına moral motivasyon desteği sağlamaktır.