Saklanmışlar!

GAP Arena’da eşit bölünmüş ve kendilerine ayrılmış, tıklım tıklım doldurarak hakkını verdikleri tribünlerde de benzer manzarayla karşılaşınca, maç sonrası tersi olma riskine karşın, “Budur!” dedik: Bir şeyleri öğreniyoruz be!
Haberin Devamı ›
Sonra maç, daha dakika 5; şık bir Colman pası, Umut klasiği. Bu durum Fener’de, “Trabzon zor gol atar, temkinli olalım, nasılsa hata yaparlar” özgüveni yarattı. Ama durmadı Trabzon. Şanssızlığı, yeni fırsatı formsuz ve daha baştan demoralize Umut’la yakalamasıydı: Bu oyuncu 2. uygun durumunda da, arzulananı değil, “bekleneni” yapınca Trabzon tribünlerini daha 17’de kara düşünceler sardı. Ancak yine de; cılız gelen Fener ataklarının geri dönüşünde, az adamla yakaladığı rakipten daha çok panik yapmasa, Bordo-Mavililer’in erken skor üretmesi çok zor olmazdı. Fener’in beklediği hata 2. yarının başında geldi, Alex affetmedi. Tam, “Umut mudur o? Alex orada boş bırakılır mı?” esprisinin yeri gelmişti ki Umut, sözü şık bir kafa vuruşuyla ağızlara tıkadı. Sonra rakibini yarı sahasına hapseden Trabzon, “Eşitlik golü öncesinde Colman’ın direkten dönen vuruşuna mı, Burak’ın 1 metreden kaçırdığına mı yanalım” derken, Engin arkadaşlarını ve tribünleri muhteşem hareketlerle teselli etti. Son saniyede de Colman, “Engin yapar da ben yapamam mı?” dedi. Yine bir 5 Mayıs ve yine geriden gelen güldü. Tek fark, bu kez iyi futbolu da kazanan oynadı. Meğer son iki haftadır adeta dökülerek takımın yenilgilerinde başrolü oynayan Umut, Engin, Colman, Selçuk ve diğerleri, kendilerini finale saklamışlar da farkedememişiz, ne diyelim!