Sahadan salona

Haberin Devamı ›
İki yıllık projenin sonucunda Beko Basketbol Ligi’ne yükselme başarısını gösteren Trabzonspor, yarıştığı her alanda iddialı olma kimliğinin uzantısı olarak potada da güçlü bir oluşumun temellerini atıyor. Oyuncu kadrosu ve teknik heyetinin yanı sıra Doğan Hakyemez gibi ülke basketbolunda söz sahibi bir isme koordinatörlük görevini veren, Aydın Örs gibi bir duayene teknik politikaları teslim etmeyi hedefleyen anlayışın kısa süre de Avrupa’da da ses getirecek bir yapıya bürüneceğini yorumlamak, bir kehaneti gerektirmiyor. Şu andaki görüntü, hedefi yüksek tutmaktadır. Futbol gibi basketbolu da seven ve 40 dakikası sürekli hareket halinde geçen bu sporu kendi kimliğiyle de özdeşleştiren Trabzonsporlu, lige ayrı bir hava getirecek, kolbastı artık salonların rengi olacaktır.
Trabzonspor bu ülkede en fazla taraftarı bulunan 4 kulüpten biridir. Büyüklüğünün gereği, ülkenin ikinci büyük sporuna da yatırım yapmalıdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken unsur, taşınacak misyonla, kurumun genel ilkeleri ve stratejisinin çelişmemesidir.
Zira yapılanmada basketbol adına oluşturulan yeni dernek, Trabzonspor’un isim ve rengini kullanarak faaliyetini sürdürmektedir.
Burada sorun, yapılan ciddi harcamaların kaynağının kurumun defterlerine ne oranda yansıyacağı ve son genel kurula konu olan dernek yapılanmasının hukuki kabul edilebilirliğe nasıl kavuşturulacağı konusudur. Şu anda lige yükselmenin heyecanıyla kulak arkası edilen bu sorunlar süreç içinde büyür. O yüzden zaman kaybetmeden iki derneğin yönetenleri bir araya gelmeli, sınırları belirlemeli, uygulamayı öyle sürdürmelidirler. Aksi halde hem fırsat kaçar hem de kuruma zarar verir. Bunu herhalde yönetenler de istemez.