Pazar yazısı!

Haberin Devamı ›
“Onu bunu bilmem, top üç direğin arasından geçecek...” sözü sakız oldu Sadri Şener’in bugünlerde dilinde. Geçmedi, dost-düşman, iktidar-muhalefet trafiği karıştı. Dün-bugün öylesine tezat ki!
Direkt yönetenler, oynatanlar, oynayanlar gibi gözükse de, dolaylı hedef Trabzonspor. İşte ondan bir mektuba rastladık BMN’de. Özetleyerek mecburen, pazar yazısı yaptık:
“Uşaklar; kulak verin... Bilenler bilir, ağabeyiniz sayarım kendimi. Analarınız, babalarınızın ilk göz ağrısıyım... Soğuk alevler içinde yanan yürekleriniz namıma ne kadar aşıksa, Karadeniz şahit olsun ki; ağabeyiniz de o kadar aşıktır varlığınıza.
Uşaklar kulak verin! Üzgünsünüz, kırgınsınız, yanıyorsunuz! Üzgünüm, mahcubum, yanıyorum!
Bir sıkıntı yükselmiş midenizden, yemek yemez oldunuz, nefes almakta zorlanır oldunuz biliyorum. Gülemez, eğlenemez oldunuz...
Beni diğerleriyle karıştırmayın. Siz ne kadar “benseniz”, ben daha fazla “sizim”! Hatırlayın; formamı ilk giydiğiniz gün Hami gibi şut çekip, İskender gibi çalım atmadınız mı? Şenol gibi uçmadınız mı bir direkten diğerine? Ali Kemal gibi ağlamadınız mı? Yapmadınız mı uşaklar?
O günden bu yana yüreklerinizdeyim. Ağabeyinizi fırtına yapan da sizin bu saf sevginizdir. Haykırıyorum; bizler mıh gibi biriz! Bizler Yoroz’uz, bizler Zigana’yız, Faroz’uz, Ganita’yız bizler! Dalgaları kış günü okşayanlarız bizler! Sarp bayırlarda fındık toplayanız!
Ya rüzgarlar boyun eğer, ya da kendi fırtınamızı yaratırız diyenleriz! Altmış kere ölüp, 61’de tekrar dirilenleriz bizler!
Gidin dökülün derelere, yarın geçin denizleri! Ağlayın, haykırın, isyan edin! Sonra gelin Avni Aker’e yeniden doğalım.
Anderun kaderine boyun mu eğeceğiz yani?
Hatırlayın, biz en karanlık
gecelerde mısırdan ekmek
yapanlarız!
Sevgilerle, Trabzonspor...“
“Budur” dedik!