Arama

Popüler aramalar

Pardon!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Sivas’ın hakkını verelim: Kolay bir rakiple oynasalar da, “hiçbir maç oynanmadan kazanılmaz” gerçeğinden hareketle işi sıkı tuttular. İlk dakika hariç pozisyon vermeden maçı tamamlayıp bu kez analarının ak sütü gibi helal 3 puanla yola devam ettiler.
“Panik hali operasyonlu” Trabzon ise bildiğiniz gibi. Rakibin devre arası transferiyle birlikte sessiz-sedasız çalışıp hazırlandığı bu maça, kupa depremi ve geç kalınarak bir gece yarısına sığdırılan artçısının hasarıyla çıktı. Zaten dar kadrosunun doğal gereği, orta alansız ve santrforsuz mücadele ettiğinden ve de “olur ya denk düşer de belki bir şeyler yaparlar” umudunu taşıdığı Gökdeniz-Yattara ikilisi beklentiyi karşılayamadığından, kazanma şansı, kupadaki mucizeden daha zor olan bir maçı daha kaybetti.
İdari ve teknik anlamda krizler yaşayan Bordo-Mavililer için, Adana’daki hezimetten sonra, “Bundan daha beteri olmaz!” demiştik: varmış.
Aynı maç sonrası Ersun Yanal için de, “Duruyor!” demiştik: Durmuyormuş. Ancak, belki de doğru işi yanlış zamanda yaptığı için Trabzonspor taraftarını, ”Keşke dursaymış!”, bizi de neredeyse, “Gelen gideni aratırmış!” moduna getirdi, yazık!
Sivas tribünlerine, “Sivas şampiyon, Trabzon kümeye” sloganlarını coşkuyla attırıp eserlerini şeref tribününde izleyenlere, “Duruyorlar” demişiz: “Durma” ısrarından vazgeçmişler.
Bayağı yanılmışız, pardon!
Şimdi merakımız şu: Gidene kadar, “Yüksek akçeli ve yüksek ökçeli” ilişkilere dayalı ne tür icraatları olacak? Artı; kalmak için yeni bir plan uygulayacaklar mı!