Ne işi!

Haberin Devamı ›
Trabzonspor, zeminin yağmur nedeniyle henüz ağırlaşmadığı ilk yarıda maçı koparabileceği pozisyonları bayağı buldu. Çok da iyi top yaptı bu yarıda. Rakibine tartışmasız üstünlük kurdu. Ancak, son vuruşlardaki beceriksizliği, o görüntüsüne yakışmadığı gibi 90 dakikanın sonunda kendisine çok ağır bir fatura çıkarttı. Esasında bu yarıya iki Gabriç ofsayt ilişkisi damgasını vurdu denilebilir. İlkinde değildi, buna karşın tereddüt etti, geç kaldı pozisyonu kaçırdı. İkincisinde ileride tek başınayken topun rakipten geldiğini fark edip hamle yapamadı. Hırvat Milli Takımı, o kadar bonservis bedeli falan, bu tür faktörleri barındırıyorsan uyanık, o tür pozisyonlara hazır olacaksın.
İkinci yarıda ağır zemin Trabzonspor’un temposunu düşürdü. Görev süresiyle ilgili çağdaş tavrıyla takdir toplayan, buna karşın sezon sonuna kadar işe yeni başlamış kişinin heyecanıyla çalışacağını gösteren Tolunay Kafkas’ın öğrencileri, rakipteki bu eksiği kullanıp kontrollü çıkarak özellikle uzaktan vuruşlarda şanslarını denediler, isabet tutturamadılar. Olmadı, Makukula’yı sık sık ceza alanı önünde ve içinde topla buluşturmayı düşündüler, Giray burada başarılı oldu. Ama son ana kadar inat ettiler ve Teofilo’nun direkte patlayan vuruşuyla rahat nefes alıp belki bir puanı bile başarı kabul edebileceklerken, amaçlarına son dakikada ulaştılar.
Kayserispor belli ki Trabzonspor’a yılın ilk yenilgisini tattırmak adına iyi motive olmuştu. Maç sonrası Trabzon Kolbastısı ve diğer müzikler ise “Kayserili işi” değil, gereksiz bir “organize!” işti.