Arama

Popüler aramalar

Ne farkı?

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Tıpkı, Sow’un Trabzonspor - Fenerbahçe maçında hareketlenip durduğu gibi. Yardımcı bayrağı çekti, Abitoğlu düdüğü çaldı. Devam etse pozisyon, Olcan, Rüştü ile karşı karşıya kalacak. Tıpkı o maçta Baroni’nin Tolga’yı karşısında gördüğü anda topu filelere gönderdiği gibi. Ama o maçta Aydınus pozisyonu devam ettirdi, yardımcı da bayrağı indirdi.

“Yorum farkı mı, hakem farkı mı?” tereddüdünü yaşarken, 10 dakika sonra benzer bir pozisyon gerçekleşmez mi? Olcan sol tarafta çizgiye paralel top attı. Cech, ofsaytta olduğunu görünce durdu, Olcan kendi topuna hamle yaptı ve oyun devam etti. Yardımcı bekledi, bu kez bayrağını devreye sokmadı. Aradaki fark şu, ilkinde gol tehlikesi vardı, ikincisinde pozisyon taç çizgisine yakındı.

İki farklı hakem, iki ayrı karar. İki aynı hakem iki farklı karar. Karışmaz mı kafalar!

Özünde keyifli bir maç oldu. Bayan ve çocuklarla tribünlerde vuvuzelayı andıran sesin sıkça tekrarlanmasına neden olan bol pozisyonlu bir maç. İlk yarının oyunu kontrol edeni olan Trabzonspor, Avrupa Ligi yolunu kendine açacak golü bulabilecek fırsatlar yakalasa da değerlendiremedi.

Ama ikinci yarıya Beşiktaş farklı başladı. Quaresma iki atakta, golü şovdan daha çok düşünse, Fernandes direğe takılmasa siyah beyazlılar, geçen hafta yaşadığı travmayı erken atlatmanın mükâfatını görebilecekti. Ama futbolda atamayana atıyorlar.

Volkan’ın sinirlendiren, kulübe yerine soyunma odasına giderken boşa tekme sallamasına neden olan değişiklik kararı, bize de “Acaba Halil olabilir miydi?” sorusunu sordurmadı değil. Ama o Halil, çok kritik bir anda ustalık kokan golle takımını öne geçirirken, Volkan’a da, bizlere de, adeta “Hocanın kararına saygı duymalısınız” der gibiydi.