Arama

Popüler aramalar

Mutsuz ama umutlu!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Çoğunluğu Karadenizli olsa da aralarında Anadolu’nun çeşitli illerinde doğmuş, yaşamını İstanbul’da sürdüren işadamı, öğrenci, devletin çeşitli kademelerinde üst-alt düzeyde görev yapan memur, müdür, yüzlerce kişiydiler. Onları bir araya getiren Dayanışma Gecesi’nin ortak paydası Trabzonspor’du. 1967 Trabzonsporlular Derneği’nin bu organizasyonunun gerçekleştirildiği saatlerde, Fanatik Gazetesi Yazı İşleri’nde hazırlığı yapılan Trabzonspor Sayfası’nın manşetinde adaylara “Mutlu musunuz?” sorusu soruluyordu.
Onları bilemeyiz ama gecede her birini dikkatle gözlediğimiz Trabzonsporlular’ın mutsuzluğu, yüzlerinden belliydi. Sanatçı İbrahim Can’ın muhteşem performansıyla dağıtmayı başardığı kasvetli ortamda, “Bordo-Mavi, Şampiyon Trabzon” sloganlarını atarak coşarken, umutlarının tükenmediği de gözlerinden okunuyordu. Son şampiyonluğa yetişen Erzurumlu Aşkın Kağızmanlı, oğulları Hami ve İbrahim’in Genç Üye kartlarını gösterirken bir gururluydu ki!
Evet, Trabzonsporlular mutsuz ama umutlu.
Nasıl mutlu olabilir ki Trabzonsporlu? Fanatik Gazetesi’ne bu soruyu sorduran şu satır başlarına bakar mısınız?:
Yönetici Abdullah Başer’e göre bazı futbolcuların düşük performansı başkan adaylarıyla ilgili. İnanılmaz! Başkan Yardımcısı İbrahim Batur, parasını alamadığı için şehri terk eden Risp olayında komplo olduğunu iddia ediyor. 1 milyon 200 bin Euro bonservis bedeli boşa gitti. İstasyon ihalesinde sorun çıktı. Borç 50 trilyonu aştı. Jun gitti. Biraz geriye dönelim; Musampa kaçtı. Szymkowiak futbolu bıraktı. Ersen Martin olayında “yan çizme” 1 milyon Dolar’a patladı. Bu yönetim, 4 teknik direktör, 3 düzineyi aşkın futbolcu, ikisi başkan yardımcısı ve 6 yönetici eskitti.
Trabzonspor 12. sırada ve küme düşme potasında.
Trabzonsporlu nasıl mutlu olsun ki?
Ama her Trabzonsporlu’nun mutsuz yüzüne bakarken, gözlerinde umudu görebiliyorsunuz, 1967’lilerin Dayanışma Gecesi’ne katılanlarınkilerde olduğu gibi... O umut, 16 Aralık’la ilgilidir. Ey Sayın Şener, Sayın Albayrak, Ey Haciosmanoğlu ve diğerleri, bu umudu tüketmeyin, bitirmeyin...
Başka “ihsan” istemez!