Arama

Popüler aramalar

Madalyonun ön yüzü!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Nedeni çok basit: Millet olarak, uzun vadedeki bedeli ne olursa olsun, günlük olumlu gelişmelerle çok mutlu oluruz. Önemli olan o an yaşadıklarımızdır. Yarın ne olacak umursamayız bile. Böyle bir dönemde, “Bakın şu an her şey iyi gözüküyor ama yarın için şu şu tehlikeler söz konusu vs.” deyin, alacağınız ilk tepkiler arasında, ‘hain, kıskanç, muhalif, satılmış vs.’ benzeri sıfatlar hafif kalır.

İşte bu yüzden, şu an için bazı kişi, ya da kesimlerin ifadesiyle ‘camiayı uçuran’ gelişmelerin tadının çıkarılmasına köstek olmayalım!

Konumuz dolayısıyla üçüncü ön eleme turu ve Dinamo Minsk takımı. Son L. Zagrep maçını yardımcısına izleten, maçın görüntülerini de bizzat izleyen Mustafa Akçay’a göre; Belarus temsilcisi, Derry City’den en az iki gömlek üstün bir takım. Genç editörümüz Arda Erol’un dün bu sütunlardaki değerlendirmesine göre de, teknik direktörlüğüne Maaskant’ın gelmesinin ardından, 4-3-3’e dönen sistemleriyle özellikle hücumda çok etkililer ve Trabzonspor için asla kolay bir lokma değiller. “Hücumda etkililer” tespiti, hücumda çok zayıf Derry City’den Trabzon’da iki gol yiyip, her iki maçta da çok sayıda pozisyon veren Bordo-Mavili savunma için şöyle böyle değil, ciddi düzeyde bir tehlike. Akçay ve ekibinin önceliği özellikle de ilk maçta bu sorunu çözmeye vermesi gerek. Minsk, Zagrep’e deplasmanda 3 gol atarak turu geçtiğine göre Trabzon’daki maçta da bunu hafızasından çıkarmaması gerek.

Son bir yıldır maç deneyimi olmaması ve takıma yeni katılması, 3 günlük birliktelik sonrasında Malouda’nın bu turda mucizevi bir katkı sağlamasına yönelik beklentimizi düşük tutuyor. Yanılırsak ne ala, keyifle! Bunun dışında kadro aynı olur, son maçın son 45 dakikasında haklı olarak kesik yiyen Colman mı, Malouda mı, ilk resmi maçında golle tanışan Abdülkadir mi olur, işte onu bilemeyiz. Gerek Akçay, gerekse Arda Erol’un değerlendirmelerinin yanı sıra “Google amca!” sayesinde kendi edindiğimiz bilgi ve görüntülere bakarak, Trabzonspor’un tur şansı konusunda fikir yürütmemiz beklentisinde olanlara gelelim.

İrlanda’nın resmi dilinde, “Evet ve hayır” sözcükleri yokmuş. Olumlu olumsuz yanıtlar fiil tekrar edilerek veriliyormuş. Onlara uyarak, Trabzonspor bu turu geçer mi?” sorusuna vereceğimiz yanıt, “Büyük olasılıkla” temkinini göz ardı etmeden, “Geçer” diye olur. “Küçük olasılık!” savunma nedeniyle!

Diğer Yüz!


Gelelim madalyonun diğer yüzüne... İster “Şeytan bırakmıyor!”, ister “Mesleki dürtü!” ya da, “Her ne ahval ve şeraitte olursa olsun, doğru bildikleri yine önceliği olmuş” vs. deyin, tarihe not düşme adına, madalyonun diğer yüzüyle ilgili bir kaç kelam etmekte yarar var.

“Top yuvarlaktır” özdeyişiyle ünlenen Tolga transferine Çarşı Grubu’nun yaklaşımı, “Ağızdan çıkanı kulağın duyması” zorunluluğunu bir kez daha teyit etti. Velhasıl Tolga madden ‘ucuza’, manen de ‘kim vurduya’ gitti.
Yabancı işi, eldekilerin gönderilme, gönderilmeme politikaları ya da politikasızlığı kadar, gelenlerin zamanlaması konusu da kafa karıştırıcı ve maliyet yükseltici. Bir de şike konusunda siyasilerin söylemleri var. Söyledikleri sadece biraz oy devşirmeyle sınırlı kalan MHP ve CHP liderlerine, resmi siteden verilen yanıtlar “Temiz futbol paydaşlarını” tatmin edici. Ama söylemleriyle yurt içinde davanın seyrini değiştiren, son olarak da, CAS ve dolaylı yoldan Yargıtay’a mesaj gönderen Başbakan’a sessiz kalmak, Kazlıçeşme vukuatının ardından, transferde etkin rol oynayan dışarından kişilerin kimliği ve bazı hibe duyumları nedeniyle manidar! Acaba diyoruz, “Temiz futbol paydaşları(!)” bu konuda ne düşünür!