Kimse almasun seni!

Haberin Devamı ›
Lazaroni dönemi hariç, Trabzonspor’un Dorukkaya’daki sezon başı hazırlık kampları Giray Bulak’tan beri devam eder. İki sezon önce de takım buraya Şenol Güneş’le gelmişti. Kampın ilk günleriydi. Fatih, Gökdeniz, Yattara gibi yıldızlar, taraftarın imza almak için kuyruğa girdiği isimlerdi. Kamp ziyareti gerçekleştiren Bordo-Mavi renklere gönül verenler, antrenman öncesi takımla birlikte fotoğraf çektirmek ister. Talep kendisine ulaştırıldığında Güneş, “Tabi ki çekilecekler, onlar bizim için yüzlerce kilometre uzaklıktan buraya geldiler.” Der, fotoğraflar çekilir ve taraftarlar İstanbul’un, Ankara’nın yolunu tutarlar.Eskiden yeni transferlerin yolunun gözlendiği kamplarda şimdi, “mevcutlar ne zaman gelecek?” diye soruluyor ve antrenmanı izleyenlerce, “Bu PAF takımı galiba!” yorumu yapılıyorken, önceki gün aynı grup benzer organizasyonu gerçekleştirdi. Talep yine toplu fotoğraf çektirmek üzerineydi. Şimdiki teknik direktörce reddedildi. Antrenman başladı, tepkiler de. Çoğalınca, idman durduruldu ve fotoğraf çekimine izin verildi. Bir fotoğraftı altı üstü. En çok birkaç dakikayı alırdı. Yüzlerce kilometre yoldan gelmişlerdi, onları anlamak gerekirdi. Bu kadar basit bir iş kriz haline getirilmeyebilirdi. Ama kapris, gölgesinden kuşkulanma, komplo teorileriyle yaşama gibi özellikleri bir arada barındıran anlayışın böyle basit çözüm üretmesi mümkün müydü?Onları anlayamadılar. Zor da olsa fotoğraf çekimine izin verdiler ama aralarında üst düzey eğitim almış 70 dolayında taraftar grubu, Dorukkaya’dan buruk ayrıldılar. Giderken otobüslerinde, bugün mezarı başında anılacak Kazım Koyuncu’nun parçası çalıyordu: “Kimse almasun seni, gene bana kalasun.”Yüzlerine-gözlerine bulaştırdılar her şeyi. Kampa futbolcu getiremediler. “Yaşlılık izni, milliler yorgun, sakat” bahanelerinin arkasına saklandılar. “Adam sayısı az gözükmesin” diye gençlere sarıldılar. Birkaç günlüğüne vitrin süsü onlar. Aralarında gelecek vaat edenler de olmak üzere ortada kalacaklar. Göreceksiniz, bir ya da ikisi kadroda tutulursa büyük başarı. Geçen sezon “ikinci yarıda en fazla puanı topladık” dedikleri takımın kalecisini, küme düşen takımların kalecilerine talip olarak demoralize ettiler. Onları almayı da beceremediler.Trabzonspor geleneklerinden bihaber, transfer işini transfer komitesini by-pass ederek elemanıyla yürütmeye çalışan başkanıyla... Bunları içine sindiren yönetimiyle... “Toprağa çim atma” yerine “çime toprak atma” mantıksızlığının hakim olduğu anlayışla Trabzonspor’un işi bu sezon da zor.Ey gidi Sunay Akın ve “Sakız satar maç bileti alıp, onları izlerdim” dediği “Efsane Kadro.” Ey gidi, Kasımpaşa’yı düşme hattından alıp Süper Lig’e çıkarttığı halde, bir kalemde silinen Efsane Kadro’nun Kadir Özcan’ı ve diğerleri... Trabzon, sizin bildiğiniz Trabzon değil şimdi. Dinleyin Kazım’ı bakın ne de güzel söylüyor:“Kimse almasun seni, gene bana kalasun!”