MENÜ

Karadeniz'de sert fırtına

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Petkovic’e pek iş düşmedi. Özgür direkt çıktığı ilk maç olmasına, eski takımının en güçlü olduğu kulvarında çok baskı yemesine karşın pek sırıtmadı. Tolga - Erdinç buluştu, “Biz iyi ikiliyiz, korkmayın” mesajı verdi. Celalettin, önündeki Lee ile sol kulvarı tümüyle kapadı. Hüseyin - Szymkowiak orta alanı kesti aldı. Biri topladı, diğeri çok uygun biçimde dağıttı. Yattara, hem takımına katkısıyla hem de futbola verdiği estetikle yıldızlaştı. Gökdeniz, kaptanıyla müthiş uyum sağladı. Fatih Tekke de coştu. Bütün bunlar özellikle ilk 45 dakikada ortaya muhteşem bir Trabzonspor çıkardı. Allah için önünde değil Denizlispor, başka bir takımın da durması olanaksızdı. Fatih ilk golünde Gökdeniz’le, Szymkowiak da şık kafa vuruşunda Yattara ile “Birbirini anlama, neler yapacağını sezme, doğru zamanda doğru yerde bulunma” gibi futbolda çok önemli unsurlar konusunda adeta ders verdi. -Maç başlarında cep telefonumuza Anadolu Ajansı’ndan gelen SMS’te, Marmara ve İç Ege’de kuvvetli esecek Lodos’a karşı halkın uyarıldığı belirtilirken, “Biz de Avni Aker’de sert esen bir Karadeniz Fırtınası izliyorduk” desek tam yeridir!- İkinci yarı, iki kritik oyuncu değişikliğiyle kontrolü kısmen de olsa Denizlispor’a geçirdi. 2 farklı skor, 4 kişiye kilit vuran anlayıştan vazgeçirdi. Denizlispor’u gerçek kimliğine büründürdü. Pozitif futbol hedeflendi. Ortaya iyi de işler çıktı. Bu anlar gol getirse belki Trabzonspor biraz rahatsız edilebilirdi. Ama bu durumu biraz da Trabzonspor istedi gibi gözüktü. Çünkü çarşambaya maç vardı. Çünkü yorgunluğu, sakatlığı, kart riski vardı. İş rölantiye alındı. Rakip nasılsa gelecekti. Geldi, arkada ciddi boş alan bıraktı. Yattara istediği topları alsa, fark büyüyecekti. Olmadı, iş son dakikalara kaldı. Sonunda yine bir Fatih klasiği izlendi. Geçen hafta kazanmasına karşın çok negatif bir görüntü veren Trabzonspor, üstelik şifresiz kanal TRT’den naklen yayınlanan bu maçta hayal kırıklığı yaratmıştı. Aradan geçen bir haftalık sürede bu sorunun tümüyle çalışma sonucu giderildiğini söylemek pek akılcı bir yaklaşım değil gibi. Çalışmanın yanı sıra bu iş olsa olsa motivasyonla, coşkuyla, inançla ilgiliydi. Fatih, Gökdeniz, Yattara ve Szymkowiak gibi olağanüstü yeteneklere istenildiği kadar önlem alınsın, “Yıldızlar korunmalı” değil, “yıldızlar hiç olmasa kasti tekmelerden korunmalı” ilkesi dahi uygulanmasın, onları, iyi motive edildiklerinde durdurmak çok zor. Yeter ki, “Ama savunmaları yok!” diyerek köreltmeyin. Şenol Güneş de bunu yapıyor. Hakkını verelim iyi de yapıyor.

YORUM YAZ