Arama

Popüler aramalar

Kaosun anatomisi

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Kaos, vazgeçilmez bir beslenme aracıdır Bordo-Mavili camia için. Ortamın sakin olduğu dönemlerde dahi mutlaka birileri çıkar, bir şeyler yapar ve süreci kriz ortamına sürükler. Benzerlerinden birini yaşıyoruz şu günlerde. Sezonu hedeflediği yerde bitiren ve kadroya birkaç takviye yapıp, başına herkesin kabul edeceği bir teknik adam getirerek, yeni sezona daha büyük hedeflerle hazırlanmayı bekleyen Trabzonspor’da bir günde her şey alt üst oldu.
Bordo-Mavili kulüp şimdi hocasız, üstelik genel kurul kararı almış bir yönetime sahip. Tüm bunlardan daha da önemlisi aynı yönetim aylardır büyük çaba sarf ederek oluşturduğu güven ortamını tüketme riskiyle baş başa. Sorunun özü açık ve net: Göreve gelirken ve geldikten sonra Trabzonspor’u toplumun taleplerine ve beklentilerine göre yöneteceğinin sözünü veren yönetim, son olayda kitlenin hassasiyetleriyle çelişti. Şenol Güneş ısrarının toplumda yarattığı kırılma, Samet Aybaba tercihiyle doruk noktasına ulaştı ve Başkan’ın istifası ortamı gerdi. Böyle durumlar, kurul içindeki aykırı düşüncelerin ön plana çıkmasına da yol açar. Başkan Şener’in bahsettiği mesaj olayı, bu dışa vurumun ilk örneğidir, peşinin gelmesi muhtemeldir.
Belediye’nin yaşamsal talepleri askıya alması ve kombine bilet konusunda organize olamayan yönetim içi ve dışı dinamik güçlerin, teknik adam tercihine karşı çıkmak için çok çabuk bir araya gelmelerine tepkisinde tartışmasız haklı olan Şener’in belki kafasında ekibini yenilemek fikri vardı, uygun ortam bekleniyordu ama bugünkü süreç planlanan bir şey değildi.
Onca seçim vaadine karşın sözlerinin arkasında durmak yerine, kararına destek amaçlı kamuoyu oluşturma çabasına giren belediyeyle kulüp arasında doğan, muhtemelen ucu yüksek yerlere dayanan gerginlik de işin tuzu biberi oldu.
Eğer Yönetim, yaşanan bu gelişmeleri önceden okuyabilseydi; Güneş adını hiç gündeme taşımadan bir yabancı teknik direktörü göreve getirir, böylelikle camianın kendilerine ve geleceğe daha güvenle bakmasını sağlayabilirdi. Ama maalesef bu başarılamadı.
Kendini Güneş’e kilitleyen yönetimin B Planı’nın olmaması, olsa bile bunun kitleyle uyuşmaması acı sonu hazırladı. Hatalar gün bile geçmeden ardı ardına sıralandı. Gelinen noktada da kurum adına yapılan onca güzel iş ya yarım kaldı ya havaya gitmiş oldu.
Futbolun yazılmamış kurallarından biridir; “teknik direktör göndermek kolaydır ama getirmek genelde zordur.” Kaosun tek nedeni budur, tahribatı da büyüktür.