MENÜ

Kalli ve Doğan

Abone Ol Google News
Haberin Devamı

Yattara’nın profesyonellik anlayışındaki yetersizlik, Trabzonspor’a geldiği günden beri sürüyor. Maddi manevi cezalar, bu oyuncunun profesyonelliğin gereklerini yerine getirmesine yetmiyor. Bu; madalyonun bir yüzü, diğer yüzünü çevirdiğimizdeyse karşımıza farklı gerçekler çıkıyor. Yattara konusunu irdelemeden, geçtiğimiz günlerde Florya’da yaşanan Ümit Karan olayını anımsatalım. Adının Fenerbahçe ile anıldığını öğrendiği Ümit’i yanına çağıran Kalli, şunları söyler: “Tamamen bize yoğunlaşmanı istiyorum. Git kafanı toparla, öyle gel.” Ümit, bir gün sonra geri döner, “yanlış anlaşılma” gerekçesiyle iş tatlıya bağlanır. Trabzon’a 3 gün geç gelen Yattara’ya, Ziya Doğan antrenman sahasında, yöneticiler, yardımcı teknik adamlar, futbolcular ve diğer görevlilerle, medya mensupları önünde çıkışır ve “Takımına, arkadaşlarına ihanet ediyorsun” der. Ardından yardımcısına dönüp, “Al şunu, kondisyonu bizim seviyemize gelene kadar çalıştır” talimatını verir. Aşağılanan oyuncu antrenmanı terk eder, ikna edilip geri döndürülür. Kalli ve Doğan farkı! “Dişli” biri olunca kılıfına uydurulacak gecikme nedeniyle futbolcuyu takımına ihanetle suçlamak, bir teknik adamın yapacağı en son iştir. Eğer düşüncesi buysa, o futbolcuyu bir saniye bile kadroda tutmamalıdır. Bu anlamda Ziya Doğan’ın Trabzonspor’a ciddi zararlar verdiğini düşünüyoruz. Szmkowiak, en verimli çağında futbolu neden bırakma aşamasına gelmiştir? Yattara’nın davranışlarında teknik direktörüne olan güvensizliğin etkili olduğu kanısını taşıyoruz. Daha iki ay önce Antalya’da yaşanan olay, bu futbolcunun kurumdaki geleceğiyle ilgili kaygılarının artmasına neden olmamış mıdır dersiniz? Son söz: Gölgesine tekme atacak kadar şüpheci bir anlayışın sorun çözücü değil üretici olduğunu düşünüyor, “İyi ki başkan veto yetkisini kullanmaya başlamış” diyoruz.

YORUM YAZ