Hayırlı kart!

Haberin Devamı ›
Sorun ilk yarıda sadece takımının değil ligin en yararlı futbolcusu olan Serkan’a bir alternatif üretememekte. Hiçbir oyuncunun form durumunun sezon boyu devamlılığı mümkün değil. Son birkaç maçtır zaten kötü oynuyordu. Formsuzluğu Kayseri maçında tavan yaptı. Dün akşam da gördüğü iki sarı kart, tamamen güçsüzlüğünün eseri. Belki bu kartlar onu kendisine getirir.
Trabzonspor’un eksik kaldığı 42. dakikaya kadar, oyun üstünlüğü bir takım için söz konusu olmadı, iki kalede iki cılız pozisyon dışında da herhangi bir heyecan. Ama Schuster’in üçüncü bölgeyi Nobre ile daha da kalabalıklaştırdığı ikinci yarı başladığında Beşiktaş’ın daha çok topa sahip olduğunu gözledik. Trabzon kalesinde bu durumun doğal sonucu oluşan tehlikeler, adeta golün habercisi oldu. Cale’yi sağ beke çekip önüne Umut’u, Piotr’u da geri çekip ileri Burak’ı koyan Şenol Güneş, en önde bıraktığı Jaja’dan beklediği verimi alamayınca Ceyhun’la orta sahayı güçlendirdiği dönemde takımı yenik duruma düştü. Ama aynı Ceyhun, daha Beşiktaş golün sevincini tam yaşayamadan, belki ev sahibi takım lehine kopabilecek maçı şık bir kafa vuruşuyla dengeledi. Ardından da Sivok peş peşe gereksiz iki kartla oyuncu sayısını eşit duruma getirdi.
Bu maçı kaldıramayacağı endişeleri bulunulan Tolga Özkalfa’nın, bu görüşü haklı çıkarırcasına Burak’a yapılan net penaltıyı, Rüştü’ye kırmızı kartı atlayarak çileden çıkarıp tribüne gönderdiği Güneş’in, meslektaşı Schuster’in, “1960’ların futbolunu oynuyorlar” sözüne inat, buradan yaptığı Alanzinho hamlesi, maçı kazanmayı hedeflediğinin göstergesiydi. Burak ise daha çok penaltıyı değil, golü düşündüğü pozisyonda hocasını mahcup etmedi ve Trabzonspor, hem olası bir kriz dönemine girmekten kurtuldu hem de şampiyonluk yolunda çok önemli bir engeli kayıpsız geçti.