Genel kurul analizi!

Haberin Devamı ›
Medyaya yansıyan Sadri Şener’in, “Kongre istiyorlarsa imza toplasınlar” sözü şık durmadı. Ancak konuşmanın içinden cımbızla çekilen kelimelerin farklı anlamlar içerebileceğini de göz ardı edemeyiz. Yönetim “devam” dediğine göre, Şener’in söylediği ya da kendisine atfedilen bu seçenek önem kazanıyor. Eğer üyeler kongre istiyorlarsa, imza toplamak zorunda. Bir alternatif daha var ama faturası çok ağır ve o kadar da acı! Trabzon’un bundan sonraki maçlarında daha çok yenilmesini istemek ki bu ne ilk ne de son. (Bakınız Atay Aktuğ son dönemleri!) Ne yazık ki futbolumuzda “istikrar” itibar görmüyor. “Ahde vefa” ise hak getire. Beşiktaş başkanına yapılanlara bakın. Trabzon galibiyetine üzülen az Beşiktaşlı mı vardır sanıyorsunuz! Bir sezon önce kümede kalması ancak 26. haftada kesinleşen kulübün, geçen sezon şampiyonluğu son haftada resmen kaybettiğini anımsarsak, Trabzon için de aynı şey söz konusu değil mi? Ama top 3 direğin arasından geçiyorsa eğer, yan gelin yatın hesap soran olmaz. Doğru mudur? Bize göre de değil. İstatistiklere göre, oyun olarak rakibinden her açıdan kat kat üstün olduğu maçı 2 farkla kaybeden Trabzonspor’da taraftarın istifaya davet ettiği Yönetim Kurulu’nun, doğru ya da yanlış, aldığı “devam” kararının arkasında ne kadar durabileceğini bilemeyiz. Ancak, koydukları hedefleri gerçekleştirebilme yolunda kalan yasal sürelerini tamamlayabilmek için tek umutlarının, takımın daha çok kaybetmesini bekleyenlere inat bir galibiyet serisinin başlaması olduğunu söyleyebiliriz. Esasında böyle bir ortamda dikkat çekilmesi gereken noktaysa, kurumun dinamiklerinin tavrının ne olduğudur. Bu da kategorilere göre şöyledir: 1- Kerhen destek, sessizlik. “Ama bu kadar borç bırakılıp gidilemez!” 2- “Bana dokunmaysan yılan bin yaşasın!” 3- “Gitsinler de bakarız!” 4- “Taraftar beni istiyor ama daha fazla istemeli!” 5- “Dün bizlere yapılmıştı, bugün onlar çeksinler, oh olsun!” Kaybedecek ya da kazanacak olanı boş verin! Yarın sıra kime gelecek, budur aslolan!