Futbol, futbol!

Haberin Devamı ›
Cumhurbaşkanı, 2 hafta önce henüz adı bile tam konmamış “açılım politikasını” sekteye uğratacak olayların yaşandığı stadyumun tribün liderini muhatap aldığına göre...Anayasasında, Doğu Anadolu’nun büyük bölümünü sınırlarında gösteren Ermenistan’ın, resmi Türkiye Politikası’nın ayrıntılarını içeren pankartlar Erivan’da stadyumu süslerken. Duruma “Fransız” kalan FİFA, sadece futbol adamı kimliği olan Platini’nin de izlediği futbol maçına özel, “Bayrak Yasağı” getirdiğine göre...Yasağa, “siyasete engel olma” kılıfını uyduran aynı kurum, Apoel-Chelsea Şampiyonlar Ligi maçında, “Kıbrıs Rumlarındır” pankartını görmezden geldiğine göre...
Simon Cuper’in dediği gibi, tabi ki “Futbol Asla Sadece Futbol değildir.”Yoksa Terim’in son maçıymış, yenersek Avrupa Şampiyonası gruplarına kolay bir torbadan girermişiz, Milli Takımın başına kim gelecekmiş vs, “geçiniz bunları bu maç öncesi”, diyemiyoruz. “Ağzımız su dolu”, “futbol” diyelim:
Terim giderayak daha gerçekçi kadro kurdu. Bunda cezaları biten Emre ve Arda’nın rolü vardı. Ceyhun’un ilk onbiri ve mevkisiyle, iyi oynarken, 32 dakika içinde gördüğü acemice kartlar günün sürprizi oldu. Klas goller, “evet futbol” dedirtti. Kariyerinin en teknik golü olmaya aday Servet’inkindeyse aslan payı, topun çarptığı savunmanın.
Sadece futbolsa; sahada zayıf rakibi 10 kişiyle yendik, kolay torbadan gireceğiz kuralara. Ama değilse, masada güçlüler. Ne diyorduk Türkiye olarak, özetle: “1915’teki karşılıklı kayıpları siyasi malzeme yapıp, Türkiye’ye dış dünyada zarar vermeye çalışmayın.”
Onlarsa; “bir yandan geçmişten taviz vermeden de ilişki kurulabileceğini söylerken, diğer taraftan ekonomik ilişkilerde dahi referans noktasını, sözde soykırım iddialarına dayandırabiliyor.” Peki imzalanan protokolle ne değişti?Unutuyorduk; gol sonraları Terim’e öpücükler ve Rüştü’ye jest zarifti de, nasıl yendik ama!