Ey ruh!

Bir oyuncu için en önemli şey mücadele gücüdür. İstediğiniz kadar yetenekli oyuncu olun, eğer bu ruhu kaybetmişseniz sahada sürünmekten kurtulamazsınız.
Trabzonspor’da, Diyarbakır ve Toulous maçlarının psikolojik ve fiziksel yorgunluğu tüm oyuncuları etkilemiş. Engin ve Tjikuzu dışında mücadele eden oyuncu yok. Colman’ın hali içler acısı. Ayakta duramıyor. Bross bile bir devre dayanamadı. Ancak sadece Colman değildi dışarı alınması gereken. Selçuk, aldığı bütün topları ezdi. Umut ne top saklayabildi, ne de pas alışverişlerine katıldı. . Selçuk ve Cale zaten hücuma çıkmıyor. Çıksalar bile verimli olamıyorlar. Gabriç, uyum sorunu yaşıyor. Birde sağ kanata gelince tümüyle şaşırdı. Trabzonspor bırakın hücumda çoğalmayı, organize doğru dürüst atak geliştiremedi. Sonradan oyuna giren Alanzinho ve Gökhan da bu bozuk düzene ayak uydurunca değişen bir şey olmadı. Tabi kötü oyunun yanısıra küçük ayrıntıların da maçın sonucuna nasıl etkisi büyük oldu. Umut’un çevre kontrolünün olmaması Bordo Mavililer’i bir golden etti. Hazırlık döneminde yüzüne bile bakılmayan Isaac’ın attığı golde formsuz Egemen’in zamanlama hatasının rolü büyüktü. Engin’in topunun direkten dönmesi ise şanssızlıktı.
Haberin Devamı ›
Trabzonspor’un maçta ki en büyük hatalarından birisi de Manisa’nın bıraktığı ikinci bölgede gereksiz çok top çevirmesiydi. Egemen ve Song kendi aralarında paslaşırken forvette hiç bir hareketlilik yaşanmaması tam bir komedi. Maçı dondurmaktan başka bir işe yaramıyor. Tabi maçın son bölümlerinde Toulouse maçının yorgunluğuyla telaş iç içe girince yapacak fazla bir şey kalmadı.
Haberin Devamı ›
Her şeye karşın, Bordo Mavili bayrakların asılı bulunduğu tribününden, Bordo Mavili formalar giymiş kişilerce aynı formalı oyunculara, üstelik maçın bitmense daha 35 dakika varken başlayan yakışıksız tepkiler, camia için, Manisa tribünlerinden yükselen “Trabzon kümeye” tezahüratından daha yaralayıcıdır. Doğrudur, takım kötü, oynanan futbol, futbol değildir. Ama taraftarlık bu mudur?